17 Nisan 2011 Pazar
Dacia Duster 1.5 dCi 4x2 Laureate
Piyasaya çıktığı günden bu yana yüksek satış rakamlarıyla dikkat çeken Dacia Duster'ı sonunda testime konuk ettim. Ülkemizde de tutulan ve her geçen gün daha çok örneğiyle karşılaştığım bu küçük SUV alışılmadık tasarımı ve düşük sayılabilecek fiyatıyla başarılı bir otomobilmiş gibi görünüyor. Şehir trafiğinde ikiden fazla kişiden oluşan aileler için uygun bir araçmış gibi görünen Duster bu hafta bloguma en güçsüz motor seçeneği ve önden çekişli modeliyle konuk oluyor. Arazi meraklıları için dört tekerlekten çekişli modelleri de üretilen Duster'ın bu versiyonunu da önümüzdeki haftalarda test etmeye çalışacağım.
Dış Mekan
Köşeli hatlardan oluşan tipik Dacia çizgisinden bir miktar uzaklaşmış olan Duster'ın ana hatları bu segmentte hiç yadırganmayacak tarzda. Geniş çamurluklarıyla kaslı bir görünüm sunan araç, sahip olduğu 4.315 mm'lik uzunlukla şehir içierisinde sürücüsüne zorluk çıkarmıyor. 1.822 mm genişlik ve 1.625 mm yüksekliğe sahip olan iki tekerlekten çekişli Duster'ın tabanı yerden 205 mm yüksekte duruyor ki bu özellikler hem geniş bir iç hacim hem de başarılı bir yerden yükseklik olarak kullanıcıya geri dönüyor. Aracın 30 derecelik yaklaşma ve 36 derecelik uzaklaşma açıları hendeklerle dolu yollarımızda rahatlıkla ilerlemesine yardımcı oluyor. Opsiyonel donanımda sunulan ön ve arka alt korumalar, yan eteklerde borular ve alüminyum görünümlü yan aynalar şık bir görünüm sunuyor fakat yan eteklere entegre boruların, araca girerken paçalara sürtmesi, araç kapısı tarafında kalan paçanın sürekli kirli olmasına neden olabilir. Dik inen ön ve arka tasarım diğer Dacia modellerinden izler taşımasa da genel hatlarla oldukça uyumlu bir havası olduğunu düşünüyorum.
İç Mekan
Duster'ın diğer Dacia modellerine benzemeyen dış mekanı içeride kendisini aratıyor zira bu alan tipik Dacia çizgisinde. Eski Renault modellerinden alınan gösterge ve kontrol düğmeleri kötü görünmeseler de kahverengi boyalı orta konsol ve havalandırma ızgarası çerçeveleri sanki başka bir otomobile aitmiş gibi duruyor. Oldukça kolay kullanılan büyük butonlara sahip orta konsolun üst kısmında MP3 ile CD çalabilen ve direksiyon arkasından kumanda edilebilen müzik sistemi bulunurken bunun altında emniyet kemeri uyarıları, ön cam açma, merkezi kilit ve arka cam rezistans düğmeleri bulunuyor. Bu kısmın altında manuel havalandırma kontrolleri yer alırken vites kolunun arkasında bardaklıklar, küçük bir saklama gözü ve arka cam kilidi düğmesi yer alıyor. Yine Renault modellerinden alınmış olan vites topuzunun önünde, el freni kolunun hemen altında bulunan elektrikli ayna kumandasıysa, kol aşağıdayken kullanımı oldukça zor bir kontrol düğmesi. Gösterge paneli okunaklı olan Duster'ın maliyet düşürmek için ortak kullanılan parçalarından birisi de bu panel. Diesel motoruna rağmen kırmızı çizgisi 6.000 d/d sonrasından başlıyormuş gibi görünen araçla bu devirleri görmekse tabii ki mümkün değil. Hız ve devir göstergeleri arasında bulunan yol bilgisayarında ortalama yakıt tüketimi, ortalama sürat, toplam yakıt tüketimi, gidilen yol ve menzil gibi bilgiler görülebiliyor. Sağda bulunan kumanda kolundan kontrol edilen bilgisayarı sıfırlamak içinse gösterge üzerinde bulunan sıfırlama düğmesi itiliyor. 90'lı yıllara gönderme yapan bu fonksiyonun haricinde sol koldan kontrol edilen korna da alışık olmayanları gafil avlayabilir. Ön kapılarında bulunan gözleri yeterli büyüklüğe sahip olan Duster'ın arka kapılarında göz bulunmuyor. Hem ön, hem de arka koltuklarında geniş bir oturma alanı sunan aracın baş mesafesi de çok başarılı. Kendilerini görsel olarak belli etmeseler de ön koltukların yan desteklerini de başarılı buldum. Özellikle baldır destekleri öndeki yolcuları yerlerinde rahatlıkla tutabiliyor. Yüksekliği ayarlanabilir emniyet kemerleri de bu bölümde rahatlık sağlayan donanımlar arasında. Arka koltuklarda 3 kişi için 3 noktadan bağlantılı emniyet kemeri ve kafalık bulunuyor. Bu kısımda sunulan ve ön koltuklar arasına, neredeyse yere yerleştirilmiş cam açma düğmeleri ergonomik olmasa da camların manuel olmaması olumlu. Bagaj hacmi 475 litre olan Duster'ın bu hacmi, arka koltukların çift parçalı olarak yatırılmasıyla 1.636 litreye kadar genişletilebiliyor. Kullanımı zor olmayan bagajın kapağının altındaysa ucuzlatma nedenli bir tehlike bulunuyor. Bagaj kapağının altına geniş bir tutamak koyan Dacia, bu tutamağı, çevredeki diğer parçalarla ortak kalıpta üretebilmek için ortaya yerleştirmiş. Bagaj kapağının sabitleme ve kilitt mekanizmasının da burada olması kapak kapatılırken bileğin bu parçaya sürtmesine neden olabiliyor. Bu nedenle bagaj kapağı kapatılırken dikkatli olmakta yarar var. Pratikte bir sorun yaratmayan fakat görsel olarak rahatsızlık veren tasarım detaylarıysa arka koltuklarda görünür biçimde duran gövde rengi çocuk koltuğu bağlantıları ve kaputun ön cam tarafında kalan kısmının çok yüksek tasarlanmış olması şeklinde sıralanabilir
Konfor
Duster'ın çok başarılı olmasını beklemediğim bu bölümde sürpriz yaşadığımı belirtmeliyim. Bir SUV için sert sayılabilecek bir süspansiyon sistemiyle donatılmış olan aracın 215/65-16 ölçüsündeki lastikleri bu sertliği emmekte oldukça başarılı. Daha önce de belirttiğim gibi koltuk yan destekleri başarılı olan Duster'ın lüks anlamında çok silahı olmaması kimseyi şaşırtmayacaktır. Buna rağmen araçta elektrikli cam ve aynalar, klima, far yükseklik ayarı ve direksiyon arkasından kumanda edilebilen CD ve MP3 çalar bulunuyor. Özellikle bozuk yollarda çok sarsıntılı olmayan sürüşüyle dikkat çeken Duster'ın iç mekanda sunduğu geniş hacim de yolcuları memnun edecek seviyede.
Sürüş
1.180 kg'lık ağırlığıyla ağır siklet bir araç olmayan test aracımın sürüş performansı özellikle şehir trafiğinde tatmin edici düzeyde. Renault'nun 1.5 litre hacimli başarılı turbo Diesel motorunun 85 beygir güç, 200 Nm tork üretebilen versiyonuyla donatılan bu otomobilin kısa tutulmuş vites oranları sayesinde düşük süratlerde ivmelenme isteği etkileyici. Eski Renault modellerinde olduğu gibi gaz pedalına tepki verip hareket etmeye başlayan vites kolu ilginç bir özellik olarak dikkat çekerken uzun vites yolları hızlı vites değişimi için uygun değil. Gerçi Duster'ın performans aracı olmak gibi bir iddiası bulunmuyor ama merak edenler için durumun bu şekilde olduğunu söylemem gerek. Yine Renault modellerinden alınan bir özellik olduğunu söyleyebileceğim yumuşak debriyaj pedalıysa özellikle yoğun trafikte kolaylık sağlıyor. Fabrika verilerine göre 0'dan 100 km/s sürate 13.9 saniyede ulaşabilen araç devirli şekilde kullanıldığında üçüncü viteste bile patinaj atabiliyor. Gerçi bu durumun nedenlerinden birisi de Polonya malı Michelin Latitude Tour lastiklerin yola tutunmadaki isteksizlikleri olabilir. Yüksek süratlerde güven veren bir süspansiyon sistemine sahip olan Duster'ın lastikleri için aynı şeyi söylemek zor. Zorlandığında önden kayan aracı çizgisine döndürmekse kolay. Şehir içinde dozlaması rahat olan fren pedalı yumuşak bir yapıya sahip olduğundan yüksek süratlerde alışkanlık gerektirebiliyor. Bu arada Duster'ın bu modelinin maksimum sürati 155 km/s olarak açıklanıyor. 0.42 Cx olarak açıklanan hava sürtünme katsayısı nedeniyle düz yolda bu süratin üzerine çıkmak zaten oldukça zor. Fabrika verisi ortalama yakıt tüketimi 5.1 litre/100 km olarak açıklanan Duster'ın bu değere ulaşması çok da zor değil. Şehir içinde olmasa da otoyolda bu değere ulaşabilen Duster'ın test sırasında ortalama tüketimiyse, performans ağırlıklı kullanıma rağmen 6.6 litre/100 km olarak gerçekleştirdi.
Donanım/Fiyat
Duster ailesinin en güçlü olduğu kategorilerden birisi de fiyat. 1.6 litre hacimli, 105 beygir güç üretebilen benzinli motor ve 4x2 çekiş sistemi ile alındığında başlangıç fiyatı 29.990 TL olan Duster'ın en pahalı modeli olan Laureate donanım paketli 1.5 dCi 4x4 için istenen bedelse 45.300 TL. Testimize konuk olan Laureate donanım seviyesine sahip 1.5 dCi 4x2 modelin başlangıç fiyatı 39.400 TL olarak açıklanırken bu versiyonda opsiyonel olarak sunulan metalik gövde rengi için 400, araçta bulunan Look paketi (Krom renkli koruma kızakları, yan etekler, dikiz aynaları, tavan barları ve Karartılmış arka camlar) için 1.300, deri döşeme paketi için 1.300 ve güvenlik paketi için (Yan hava yastıkları, ön gergili ön emniyet kemerleri, Ön yolcu emniyet kemer ikazı) 400 TL ek ödeme isteniyor. Otomobilin standart donanımındaysa yol bilgisayarı, sis farları, elektrikli cam ve aynalar, klima, uzaktan kumandalı merkezi kilit, ön koltuk sırtlıklarında cepler ve 4 hoparlörlü, CD/MP3 çalar standart olarak sunuluyor.
Sonuç
Dacia'nın bu alışılmadık modelinin büyük şehirlerde neden bu derece popüler olduğunu anlamak zor değil. Tutumlu motorunun yakıt tüketimi sahibini üzmeyen aracın satış fiyatı da bir SUV için hiç fena sayılmaz. Orantısız iniş ve çıkışlarla hendek kategorisinde çukurlara sahip yollara sahip olan ülkemizde alt vurmak veya jant bükmek gibi dertlere sahip olmadan ilerleyebilmeyi sağlayan Duster, yolda ilerlerken altındaki aracı düşünmeyip engelleri dümdüz karşısına alan sürücüler için çok uygun bir araç olan bu Dacia'nın kalite ve donanım gibi eksiklikleri olsa da bu fiyata sunulanlar alıcıyı tatmin etmeye yetiyor.
Fotoğraflar
Test sırasında çektiğim fotoğraflara buradan ulaşabilirsiniz.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Onur Bey,
YanıtlaSilDetayli, doyurucu bir inceleme olmus; ellerinize saglik..
Euro NCAP *** araç. Kurum firmayı uyarmıştı testlerin sonucu çıktığında. Duster almayı düşünen bir arkadaşa yolladım, gelen cevap "hoş değil" idi :)
YanıtlaSilkoyduğun fotolara baktım da 2008 model kangoların için ile aynı yahu, acırım ben parama :)
YanıtlaSilEvet, yüksek süratlere pek çıkılmaması gerekiyor bu test rakamlarıyla.
YanıtlaSilİç mekan da birçok eski Renault modelinden alınma. Eski duruyor gerçekten ama dediğim gibi alıp acımadan kullanılacak bir araç Duster.
Amaç ucuz bir SUV üretmekti, Range Rover ile rekabet edecek bir SUV değil. Onun için yorum yapan arkadaşlar kalitesiz iç mekanı mazur görmeli bence, bu fiyata bundan daha iyisi olmuyor.
YanıtlaSilfiyat/performans arabası. Bu paraya iyi bile. Ayrıca inceleme çok güzel olmuş ellerinize sağlık Onur bey.
YanıtlaSilBen teşekkür ederim okuduğunuz için arkadaşlar.
YanıtlaSilŞehir hayatından sıkılıp, şirin bir kasabada oturamayı tercih eden insanların çocuklarını okula götürebilecekleri, çiftlik evlerine birşeyler lazım olduğunda kasabaya gidip alabilecekleri türden gündelik, hor kullanmaya müsait bir araç. İhtiyaçları karşılayacağını düşünüyorum.
YanıtlaSilAynen öyle. Hatta 4x4 versiyonun bu ihtiyacı daha da iyi karşılayabileceğini düşünüyorum. Onu da test edip yazacağım.
YanıtlaSilBu derece detaylı inceleme için teşekkürşer Onur bey. İnsanların Dacia'yı neden boşuna harcama yapmakla veya kalitesizlikle ilişkilendirdiklerini anlamak güç. Bir Logan sahibi olarak Duster almayı düşünüyorum. Neden mi, derseniz yaşadığım küçük bir anadolu şehri ve haftasonları merkezden 50 km uzaktaki kasabama gidip geliyorum sıklıkla. Şehir de zaten yürünerek her yere ulaşılabilecek konumda. Şimdi de ufak bir bahçe edindik, yolları pek de iyi değil. Logan bile sorun çıkarmadan o yolları çıkıyor, işimizi görüyor. Tanıdığın Corollası çıkamadı o yolu mesela. Bir tanıdığın 4x4 Duster'ı ile gittik o yoldan; tık demedi, fazla sarsmadı bizi. Logan'ın full benzinli modelini 23.500 tl'ye almıştık 2010'da. Uzun yol yapmıyoruz, bu yüzden de çok konfor aramıyoruz, işimizi görüyor.
YanıtlaSilDemem odur ki bu paraya alacağınız arabayı uzun yolda kullanmaya, büyük şehirde gidip gelmeye alıyorsanız sizde sorun vardır zaten. Ancak bu arabaya da çöp, teneke, kütük gibi tanımlar yapamak da yakışmıyor. Bunu çok görüyorum otomobil forumlarında falan; işimize yarayan arabayı almalıyız sonuçta.
Arabayı sadece araç olarak gören ve senede 8-10 bin km yapacak insanlar için biçilmiş kaftandır bence.