18 Şubat 2010 Perşembe

Alfa Romeo GT 3.2 V6


Renault Fluence ve Fiat Doblò gibi ülkemizde satış rakamları yüksek olacak araçların testlerinden sonra ilk testim olan Renault Laguna Coupé kıvamında bir inceleme daha yapmaya karar verdim. 2 litre hacimli bir motorla donatılan Laguna Coupé'den bile daha nadir görebileceğiniz bu otomobil Alfa Romeo GT'nin 3.2 litre hacimli v6 motorla donatılan modelinden başkası değil.

Gövde tasarımı Bertone tarafından yapılan otomobil şıklığıyla daha ilk görüşte sizi kendisine bağlamayı başarıyor. Aracımızda bulunan ve opsiyonel donanımlar arasında olan 18 inç çaplı jantlar ve kırmızı fren kaliperleri görünümü daha etkileyici bir hale getiriyor. Bir coupé'de olması gerektiği gibi çerçevesiz olan kapı camları şıklığı artırırken çift çıkışlı egzoz sistemi aracın diğer modellerden farklı olduğunu belirtiyor. Aracın içine girildiğindeyse malesef aynı heyecanı hissedemiyorsunuz. Opsiyonel donanımda sunulan açık renkli deri döşemeler ve ahşap direksiyon simidi haricinde kalan göstergeler ve orta konsol Alfa Romeo'nun 147 modelinden alınmış. Maliyet düşürme amaçlı bu hareketi Renault'nun da Laguna Coupé modelinde uyguladığını hatırlayabiliriz. Aracın gövdesinin sahip olduğu şıklığı gölgeleyen bu uygulama yerine 90'lı yıllarda Fiat Coupé'de olduğu gibi iç tasarımın da araca özel olması çok daha tercih edilir bir uygulama. İç mekanın bu tanıdık yapısı, kullanımı zor olan unsurlar barındırmaması bakımından olumlu karşılanabilir. Birbirlerine uzaklıkları oldukça iyi ayarlanmış olan alüminyum pedal grubu kullanımda rahatsızlık yaşatmazken koltukların konfor düzeyi beş kapılı hatchback modelleri aratmıyor. Kalça desteklerini biraz zayıf bulduğum koltukların baldır ve sırt yan desteklerindeyse problem yok. Arka koltuklara geçiş de bu tip araç için problemsiz olarak görülebilir.

Coupé gövdenin olumsuz yanını görebileceğiniz yer olan arka koltuklar her ne kadar üç kişilikse de rahat bir seyahat için iki kişiden fazla insanın oturmaması gerekiyor. Bu koltuklarda üç adet üç noktadan baglantılı emniyet kemeri standart olarak sunulurken üçüncü kafalık için ekstra ücret ödemek gerekiyor. Diz mesafesiyse şaşırtıcı olmayacak şekilde sınırlı. 320 litreyle yeterli bir hacim sunan bagaj, yatırılabilen arka koltuklar sayesinde 905 litreye kadar hacim sunabilirken istenirse arka koltuk sırtlığında bulunan küçük pencereden de ulaşılabiliyor. Bu arada otomobilin arka camında bir silecek olmamasına aldanmamak lazım, zira bagaj kapağı bir sedanınki gibi değil hatchback gibi camla birlikte açılıyor. Geniş bir ağıza sahip olan bagaj kapağı sayesinde yükler bagaja rahatça sığdırılabilirken büyük bir tampona sahip bir otomobil için yükleme eşiğinin yüksekliği gayet kabul edilebilir seviyelerde. Aracın sürücü koltuğuna geçildiğinde yeni nesil otomobillerin çoğunda karşımıza çıkan dar cam alanları bizi selamlıyor. Ön ve yanlarda problem teşkil etmeyen bu özellik arka görüşü sıkıntıya soksa da park manevraları sırasında, standart olarak sunulan park yardımcı sistemi imdada yetişiyor.

Ortalamanın biraz üzerinde sertliğe sahip olan süspansiyon sistemi sayesinde performanslı kullanımlarda sıkıntı yaşanmazken bozuk yollar ve özellikle çukurlarda konfordan da fazla ödün verilmiyor. Önde 330, arkadaysa 276 mm çaplı disklerle donatılmış olan fren sistemi görevini çok iyi yerine getirirken motor, böyle bir fren sistemine sahip olmanın bir gereksinim olduğunu hatırlatır gibi davranıyor. 3.2 litre hacimli v6 motor 240 beygir güç, 289 Nm tork üretebiliyor. 6 ileri vitesli şanzımana sahip olan otomobil 0'dan 100 km/s sürate 6.7 saniyede ulaşırken maksimum sürat 242 km/s olarak açıklanmış. Güç ve torkun çokluğundan dolayı dikkatli olmakta yarar var zira önden çekişli olan otomobil kuru yolda 3., hafif nemli yoldaysa 4. viteste patinaj atabiliyor. Patinaj kontrol sistemi bu istekli otomobili dizginleyebilse de sollama manevralarında vitesin iyi seçilmesi yerinde olacaktır. Aksi halde ön tekerleklere kontrol edilemeyecek kadar güç gidebiliyor. Bu da optimum hızlanmanın gerçekleşememesi anlamına geliyor. 4.49 metre boya sahip olan otomobil şehir içinde zor bir kullanıma sahip olmasa da asıl sihir şehirlerarası yollarda ortaya çıkıyor. Siz daha ne olup bittiğini anlamadan 200 km/s'in üzerine çıkabilen otomobilin bu işi yaparken yaydığı seslerse kulaklarınızı okşuyor. Zevkin bedeliyse oldukça ağır. Boş ağırlığı 1410 kg'ı bulan otomobilin fabrika verisi ortalama yakıt tüketim değeri 12.4 litre. Aracı otoyolda zorlamak gibi bir niyetiniz varsa hızlı kullanımda 63 litre hacimli deponun 400 km'den önce boşalabildiğini belirtmeliyim. Aslında bu tip bir araç için beklenmedik bir yakıt tüketim değeri değil fakat yine de insan İstanbul'dan Ankara'ya 1 depo benzin ile gidebilmek istiyor.

Genel anlamda bakacak olursak tam bir zevk otomobili olan Alfa Romeo GT 3.2 v6'ya sahip olmak için harcadığınız onca paradan sonra kimse size "neden?" sorusunu sormayacaktır. Şayet soracak olurlarsa kendilerini yanınızda bir test sürüşüne davet ederek cevabı eğlenceli bir şekilde verebilirsiniz.

Test sırasında çektiğim fotoğraflara buradan ulaşabilirsiniz.

2 yorum:

  1. ya iyi hoş yazmışsın da gerçekten bu arabayı kullandın mı yoksa park halinde mi inceledin anlayamadım. ben de 3.2 v6 kullandım 3. ve 4. viteslerde patinaj yok.

    subjektif betimlemeler tamam da aracı kullanma ile ilgili yorumlar çok zayıf, hiç kullanmamış biri gibi teorik konuşmuşsun.

    YanıtlaSil
  2. Ben de aracın yarattiği hisler hakkında fazla yazdım diye düşünüyordum. Diğer testlerimle karşılaştırırsak sırf his yazdım aslında.

    İsteyenlere videoları da gönderilir bu testin. Şansa araç içinden çektirdim bir iki video.

    Patinaj konusunda ise bir yorum yapamam. Benim kullandığım araç gayet rahat atıyordu 3. viteste, her yol koşulunda (otoban süratlerinde oluyor tabi bu olay, şehir içinde 3. vitesle kalkış yapılırsa atmaz haliyle).

    YanıtlaSil