27 Temmuz 2013 Cumartesi
MINI John Cooper Works Countryman
BMW'nin alt markalarından olan MINI, 2001 yılında yeni nesil yüzünü gösterdiğinde Avrupa pazarında retro tasarım anlayışının yükselişini de başlatmış oldu. Firmanın temkinli bir şekilde ilerlediği bu dönemin ardından ikinci nesil modeller ve bu araçların çeşitlemeleri de sırayla bizlerle tanışmaya başladı.
Daha önce testini yaptığım Coupé ile birlikte üzeri açılan versiyonu Roadster, daha çok sportif tat almayı isteyen müşterileri hedeflerken Clubman ve Countryman gibi araçlar da aileleri hedef almaya başladı. Paceman ile büyümeyi sürdüren MINI gamının en büyük ve kasası için konuşursak en güçlü modelini sizler için test ettim.
Dış Mekan
MINI markasının yeni nesil modellerde en çok dikkat çeken özelliği geçmişe göndermeler yapan tasarımı. Üç kapılı MINI modellerini andıran detaylarla bu özelliğini koruyabilen Countryman bir de John Cooper Works logosuna sahip olunca dikkatleri üzerine çekmesi uzun sürmüyor.
4.133 mm boya, 1.789 mm genişliğe ve 1.549 mm yüksekliğe sahip olan aracın gövde ölçülerinde diğer Countryman modellerine göre farklılıklar olsa da 2.595 mm'lik aks mesafesinde değişiklik yok.
Üç kapılı kardeşinin hormonlu bir versiyonuna benzeyen aracın dört bir yanında yer alan John Cooper Works logoları sportif köklerini ele veriyor. Cooper S modellerinde de kullanılan ek hava girişlerine sahip ön tamponunun altına plastik splitter ekleyen MINI kaputun üstünde bir bombeye yer vermiş.
Siyah gövdeyle kontrast oluşturan kırmızı renkli tavan ve yan aynalara kapılar, kaput ve bagaj kapağında yer alan kırmızı şeritler eşlik ediyor. 18 inç çaplı jantların da bir kısmını siyaha boyayan MINI yan etekleri de kalınlaştırmış. Krom paketine sahip olan test aracında camların alt kısımları, far, stop ve ön panjur çerçeveleri kromajlı.
Arkadan bakıldığında da dinamik bir görünüm sunan otomobilde oldukça kalın çıkışlara sahip egzoz sistemi, difüzör ve spoiler gibi detaylar bulunuyor. Konu detaylardan açılmışken JCW logolu fren kaliperlerinin de kırmızıya boyandığını belirteyim.
İç Mekan
MINI Countryman modellerinin iç mekan görünümü kardeşlerininkinden çok farklı değil. Metal görünümlü kapı kolları ve cam açma düğmelerine sahip olan kapılarda ince uzun gözler bulunuyor. Üç kollu direksiyon simidinde John Cooper Works logosu ile hız sabitleme ve ses sistemlerinin kumanda düğmeleri bulunurken vites değiştirme kulakçıkları da bu bölgede yer alıyor.
Yuvarlak hava ızgaraları metal görünümlü çerçeveye sahip olan otomobilin devir göstergesi direksiyon simidinin arkasında bulunurken hız göstergesi orta konsolun üzerinde yer bulmuş. Büyük çaplı göstergenin içerisinde bilgisayar, ses sistemi ve araç bilgilerini gösteren renkli ekran görülebilirken devir saatinin içerisinde bulunan küçük dijital ekranlardan sürat ve yol bilgisayarı verilerinden bazıları takip edilebiliyor.
Orta konsolda yer alan ses sistemi kumandalarının Harman/Kardon tarafından sağlanan hoparlörlere bağlı olduğunu hatırladıktan sonra daha aşağıda MINI logosu şeklinde dizilime sahip havalandırma sistemi kumandalarını görebiliyoruz. Daha aşağıda, DSC, merkezi kilit, sis farları ve aracın spor modunu kumanda eden düğmeler bulunurken kapaksız gözler ve iki bardaklık biraz daha altta kullanıma sunulmuş.
Vites kolunun hemen arkasına eklenen araç bilgisayarı kumanda düğmeleri ve ilginç tasarımlı el freni kolunun altında USB ve Aux girişleri dikkat çekerken raylar üzerinde kaydırılabilir MINI logolu küçük göz şık bir ayrıntı. Oval görünümlü ön kol dayanağı yükseklik ayarlı olan araç bu bölümde kapalı bir göz de sunuyor.
Ambiyans ışıklandırmasının rengini değiştirmeye de olanak veren MINI'nin arka koltuklar için 13 cm ileri-geri kaydırılma olanağı sunmasıysa değişkenliği olumlu etkilemiş. Daha önce BMW X1'de karşıma çıkan 40:20:40 oranlı katlanabilen ve açıları değiştirilebilen koltuk sırtlıkları 350 litre hacimli bagajın koltuklar yatırılmadan 450 litreye büyüyebilmesini sağlıyor.
Konfor
Şehirler arası yolculuk yapacağım bu aracı almadan aklımda soru işaretleri vardı. Daha önce Cooper S donanımlı Coupé'nin sportif sertliğini gördükten sonra daha da dinamik bir donanım olan John Cooper Works ile böbrek taşları düşürmeyi bekliyordum fakat gerçekler çok farklıydı.
Süspansiyonu ortanın bir parça üzerinde sertliğe sahip olan araç sportiflikle konfor arasındaki dengeyi başarılı bir şekilde yakalamış. 6 ileri vitesli tam otomatik şanzımanının geçişleri neredeyse hiç hissedilmeyen JCW Countryman sunduğu cruise control sayesinde uzun yol konforunu daha da artırmış.
Yan destekleri başarılı olan koltuklarda bel destek ayarının olmadığını görmemle yine karamsarlığa kapılmış olsam da yaptığım 2.000 km sonrasında belimde en ufak sorun olmaması sırtlıkların başarısını gösteriyor.
Ambiyans ışıklandırmasının farklı renklerde seçilebilmesi hoş bir dokunuş olarak gösterilebilirken başarılı ses sisteminin direksiyon üzerinden kumanda edilebilmesi de kolaylık sağlıyor.
Konu konfordan açılmışken arka koltuklara değinmeden de geçmek istemem. Yükseklik ayarı dışında neredeyse ön koltuklar kadar değişkenlik sunan arka koltuklarda oturanlar çift parçalı sunroof sayesinde daha da ferah bir yolculuk geçirebiliyor. Bu arada sunroof aralık pozisyondayken hem ön hem de arka parçanın yukarıya doğru açı almasının güzel bir özellik olduğunu belirteyim.
Yol gürültüsünü iç mekana aşırı şekilde iletmeyen otomobilde daha çok hoş bir egzoz sesi duyuluyor. Dik A sütunlarına sahip bir araç için rüzgar gürültüsü de kabul edilebilir seviyede olan bu MINI'nin renk seçiminde dikkatli olunmasında yarar var. Geniş cam yüzeyleri, siyah renkli iç ve dış mekanla birleştiğinde yaşam alanı çabuk ısınan otomobilin kliması, sıcak bölgelerde sürekli en yüksek performans verdiği ayarlarda çalışmaya zorlanıyor.
Sürüş
Konfor seviyesini bu kadar övdüğüm John Cooper Works donanımının sportiflikten kayıplar verdiği sanılmasın. Çok dengeli ayarlanmış süspansiyon sistemi ile 225/45-18 ölçülerine sahip lastik ve jantların birleşimi zaten hoş bir birliktelik olarak görülürken bir de dört tekerlekten çekiş sisteminin standart olarak sunulması aracın ani şerit değişim performansını etkileyici seviyelere taşıyor. Çok zorlandığında önden kayma eğilimi gösteren JCW Countryman ESP kapatma ve Sport düğmesini de donanımında sunsa da bu ikilinin kullanımı pist şartları dışında çok da gerekli değil.
Sport modu ile daha da yüksek devirlerde vites değiştiren aracın direksiyon hareketlerine verdiği tepkiler de beğenimi kazandı. Metal pedal seti ve yere sabitlenen gaz pedalı gibi sportif dokunuşlara da sahip olan otomobilin otomatik şanzımanı vites kolundan veya direksiyon simidi üzerinden kontrol edilebiliyor.
Etkileyici bir egzoz sesine sahip olan JCW Countryman çoğu aracın aksine direksiyon simidi üzerinde bulunan her iki kulakçıkta da vites küçültme ve büyütme özelliği sunuyor. Kulakçıklara bastığınızda vites küçülürken çektiğinizde vites büyüyor.
Turbo beslemeye sahip 1.6 litre hacimli motoru 218 beygir güç ve overboost ile birlikte 300 Nm tork üretebilen 1.505 kg ağırlığa sahip John Cooper Works Countryman 6 ileri vitesli otomatik şanzımanıyla 0'dan 100 km/s sürate 7 saniyede ulaşabilirken maksimum sürati 223 km/s olarak açıklanıyor.
Klima sürekli açık konumda uzun yolda inanılmaz sabırlı olabilirseniz ortalama yakıt tüketim değerini 7.5 litre/100 km civarına çekebileceğiniz aracı sürekli bu şekilde kullanmayı düşünüyorsanız size Cooper veya Cooper D Countryman modellerini öneririm. Gaz pedalı üzerine gelen en ufak ek basınca vites küçülterek cevap veren otomobili performanslı kullandığınızda tüketim ortalaması rahatlıkla 12 litre/100 km'nin üzerine çıkıyor. 2.000 km sonunda elde ettiğim 9.9 litre/100 km ortalamasıysa çoğu sürücünün ulaşabileceği bir değer.
Fiyat/Performans
Standart donanımla fiyatı 43.000 Euro civarında olan MINI John Cooper Works Countryman'da DSC, DTC, sportif ayarlı süspansiyon sistemi, far yıkama sistemi, 18 inç çaplı jantlar, ısıtmalı ve elektrikli dış aynalar, JCW aerodinamik paketi, elektrokrom iç ayna, piyano siyahı iç mekan kaplamaları, sportif sürüş modu, sis farları, otomatik klima, yağmur sensörü ve iç mekan aydınlatma paketi standart donanımda sunuluyor.
Test aracında bulunan opsiyonlar ve fiyatlarıysa şöyle: Metalik siyah gövde rengi 403 Euro (+vergiler), vites değiştirme düğmelerine sahip sportif direksiyon simidi 67 Euro (+vergiler), 6 ileri vitesli otomatik şanzıman, yolcu koltuğu yükseklik ayarı, ön kol dayanağı ve arka park sensörü paket halinde 1.500 Euro (+vergiler), Bi-xenon farlar, elektrikli katlanan aynalar ve elektrikli panoramik cam tavan paket halinde 1.350 Euro (+vergiler), ek eşya saklama alanları 92 Euro (+vergiler), kırmızı renkli gövde grafikleri 252 Euro (+vergiler), Harman/Kardon hoparlörler 714 Euro (+vergiler), beyaz renkli sinyaller 50 Euro (+vergiler).
Sonuç
MINI markası beni şaşırtmaya devam ediyor. Cooper S Coupé'nin sert sportifliğinin tadını aldıktan sonra karşıma çıkan John Cooper Works Countryman beklenen sportifliği sunmakta zorlanmazken görselliğe çok önem veren bu tip bir araçtan beklenmeyecek konfor ve değişkenliği de yolcularına hediye ediyor.
Hem fiyatı hem de yakıt tüketimi yüksek bir otomobil olsa da güçlü motorunun keyfine varırken verilen farka değdiğini hissedebiliyorsunuz. Zaten istediğiniz yüksek performans değilse MINI aynı aracın daha düşük fiyatlı seçeneklerini de sunuyor.
Fotoğraflar
Test sırasında çektiğim fotoğraflara buradan ulaşabilirsiniz.
26 Temmuz 2013 Cuma
Lumma CLR X5 RS
Tanıtımı geçtiğimiz Mayıs ayında yapılan yeni nesil BMW X5 ailesi için hazırlanan modifikasyon kitleri yavaş yavaş piyasaya çıkıyor. Dikkat çeken gövde kitleriyle ünlenen Lumma Design bir kere daha bakışları üzerinde toplayacak gibi.
Aracın neredeyse her noktasını farklılaştıran modifikasyon firması büyük hava girişlerine sahip yeni tamponun altına LED aydınlatmalar eklerken ön panjuru da siyaha boyamış. Kaput üzerinde hava çıkışları açılırken çamurluk ve yan etekler genişletilmiş.
23 inç çaplı jantlarla donatılan CLR X5 RS'in egzoz sistemi de yenilenerek dörtlü çıkışla donatılmış. Koyulaştırılmış stoplara kaşlar da ekleyen Lumma arka camın üst ve altına birer spoiler eklemiş.
İç mekan için de bilindik değişiklikler sunan firma yaşam alanının her köşesini farklı renklerde deri veya Alcantara ile kaplayabiliyor. Metal pedal setini de donanımlar arasına katan Lumma değişik renk ve malzemelerde kaplamalar da tasarlamış.
Abt AS6-R
Sportif Audi modelleri güçlenmeye devam ediyor. S6 için hazırlanan modifikasyon kitini tanıtan Abt aracın görünümünde, geçtiğimiz yıl tanıttığı AS6'da gördüğümüz bazı parçaları kullansa da kaput altında RS6'ya rakip olabilecek bir güç elde etmiş.
Ön çamurluklar arkasına eklenen hava çıkışları ve 21 inç çaplı jantların haricinde yan ayna muhafazaları, ön hava girişi çerçeveleri, yan etekler ve arka spoiler gibi parçalarda kullanılan karbon fiber dikkat çıkıyor.
Süspansiyon ve egzoz sistemleri modifiye edilen otomobilin çift turbo beslemeye sahip 4 litre hacimli v8 motoru üzerinde yapılan çalışmalar sonrasında 600 beygir güç, 700 Nm tork elde edilmiş. 0'dan 100 km/s sürate 3.9 saniyede ulaşabilen AS6-R'ın 200 km/s'i görmesi 13.9 saniye sürerken maksimum sürati 310 km/s'te sınırlandırılmış.
Leib 1 Serisi M Coupé
Üretimi durdurulan BMW modellerinden olan 1 Serisi M Coupé'nin modifikasyon işlemleriyse son sürat devam ediyor. Konvoya katılan en yeni kit Leib Engineering'den geliyor.
Görünümünde büyük farklılıklar bulunmayan otomobilin gövdesi folyo ile kaplanırken jant çapları 20 inçe yükselmiş. Bagaj kapağı üzerinde yer alan spoiler ve arka tampon altındaki difüzör karbon fiberden üretilen aracın süspansiyon ve egzoz sistemleri de yenilenmiş.
İki adet turbo beslemeye sahip 3 litre hacimli motoru üzerinde de çalışılan aracın gücü 500 beygir üzerine çıkarken tork değeri 600 Nm'yi bulmuş.
25 Temmuz 2013 Perşembe
MINI Vision
Geleceğin MINI modeli tanıtıldı. Design@Home organizasyonu sırasında sergilenen araç 2014 yılında yollarda olacak Cooper'ın ana hatlarına sahip.
2001 yılından bu yana ana hatları çok değişmeyen otomobilin yakın zamanda büyük bir başkalaşım geçirmesi muhtemel görünmüyor. Biraz daha sivrilen burun kısmıyla makyaj öncesi Nissan Micra modellerini anımsatan aracın A sütunu altında bulunan sinyalleri, gövdeyi çevreleyen plastik koruması ve dik sayılabilecek C sütunu günümüz MINI modellerinde de görülebiliyor.
Kapı kolları gizlenen konseptin farları gibi stopları da LED teknolojisi kullanıyor. Güncel modellerde olduğundan daha geniş bir yapıya sahip stopların üst kısmına kaş benzeri formlar eklenirken merkezi konuma sahip çift egzoz çıkışı ve spoiler güncel modellerde de bulunuyor.
İç mekan yerleşimi de tanıdık olan Vision konseptinde fütüristik dokunuşlar bulmak da mümkün. Tamamı dijital ve/veya dokunmatik olan göstergeler, klma kumandaları ve kapı kolları mavi renkle aydınlatılırken tabanda da LED kullanılması ilginç bir görünüm sağlamış. Koltuklarının kalça kısmı file şeklinde tasarlanan otomobilin kapı içlerinde de Union Jack dikkat çekiyor.
BRABUS S Serisi
Tanıtımı yeni yapılan yeni nesil Mercedes S Serisi için hazırlanan modifikasyon kitleri şimdiden piyasada. Sürpriz olmayan bir şekilde ilk olarak BRABUS tarafından tanıtılan kitler görsel farklılık yaratan parçaları da kapsıyor.
Geniş hava girişlerine sahip sportif görünümlü ön tamponu altına splitter eklenen otomobilin yan etekleri yenilenirken ön çamurlukları arkasına hava çıkışları eklenmiş. Bagaj kapağı üzerine ince bir spoiler eklenen aracın arka tamponunun alt kısmı da farklı bir tasarıma sahip.
Yenilenen egzoz sistemi dört çıkışlı olan otomobilin süspansiyon sistemi 15 mm alçaltılmış. Daha güçlü fren sistemini de isteğe bağlı olarak sunan BRABUS şık görünümlü jantların boyutlarını 19, 20 ve 21 inç olarak açıkladı.
S500 için sunulan modifikasyon kitiyle çift turbo beslemeye sahip, 4.7 litre hacimli motorun gücü 520 beygire, torkuysa 820 Nm'ye ulaşmış. 0'dan 100 km/s sürate 4.2 saniyede ulaşabilen aracın maksimum sürati 300 km/s.
Tanıtımı üzerinden bir hafta geçen S63 AMG için hazırlanan paketle çift turbo beslemeli 5.5 litre hacimli v8 motorun gücü 650 beygire, torkuysa 1.000 Nm'ye ulaşıyor. Bu performans yeterli bulunmuyorsa aynı motor 730 beygir güç, 1.065 Nm tork üretebilecek hale getirilebiliyor. Bu haliyle aracın maksimum sürati 325 km/s'e ulaşıyor.
VÄTH CLS Shooting Brake V63
VÄTH tarafından modifiye edilen Mercedes modelleri arasına bir yenisi katıldı. Alman firma, üreticinin CLS 63 AMG Shooting Brake modeli üzerinde yaptığı çalışma sonrasında görünümde çok şey değiştirmemiş olsa da güç artışı etkileyici.
Yeni ön panjur ve 20 inç çaplı jantların yanında splitter, difüzör ve spoiler gibi bazı parçaları karbon fiberden üreten VÄTH iç mekanda da bu malzemeden kaplamalar sunuyor. Yeni bir direksiyon simidine sahip olan otomobilin gösterge paneli de yenilenmiş.
Aracın süspansiyon sistemini önde 20, arkada 40 mm alçaltan firma yeni fren sisteminde 405 mm çaplı diskler ve 6 pistonlu kaliperlere yer vermiş.
Çift turbo beslemeye sahip 5.5 litre hacimli v8 motor üzerinde de çalışmalar yapan modifikasyon firması üniteden 846 beygir güç, 1.180 Nm tork alabilmiş. Bu verilerle aracın maksimum sürati 350 km/s'e ulaşmış.
Sponsorlu içerik - Life Test ile Chevrolet Captiva’ya farklı bir bakış
Otomobillerle ilgili olup online akımları da takip ediyorsanız son zamanlarda Youtube’da Chevrolet Captiva ile ilgili reklamlarla karşılaşma olma ihtimaliniz var.
2006 yılında piyasaya çıkan Captiva 2011 yılında geniş bir
makyaj operasyonu geçirmişti. Bu değişimin ardından Amerikan pazarında satılan
otomobillerde sıklıkla gördüğümüz şekilde her yıl ufak tefek yeniliklerle
karşımıza çıkan araç şimdi de Life Test isimli farklı bir tanıtım kampanyasıyla
potansiyel müşterilerine sesleniyor.
Woki Toki, Secretos de Chicas, DigitalRev TV ve Doktor
Allwissend gibi YouTube’un, toplam takipçi sayısı bir milyonu bulan “ünlüleri”
ile ortaklaşa yürütülen kampanyada tema, aracın daha önce hiçbir otomobilin
test edilmediği gibi denenmesi olmuş.
Ortaya çıkan videolarsa oldukça ilginç. İlk tanıtım filminde
iç mekan genişliği üzerinde durulan Captiva’nın ikinci ve üçüncü koltuk
sıraları yatırılarak bu bölüme mini ping pong
masası yerleştirilmiş. 7 kişilik oturma kapasitesi veya cam altına kadar
942 litre
bagaj hacmi sunan aracın arka kısmında ping pong turnuvası düzenlenecek kadar
yer bulunmuş.
İkinci videoda kullanım ve kontrol kolaylığı üzerinde
durulan Captiva bir köpekle frisbee kovalama yarışına giriyor. Tavanına bir
sepet sabitlenen SUV bu şekilde atılan frisbee’yi yakalayabiliyor.
Üçüncü filminde belki de günümüz şartlarına en uygun test koşullarında gördüğümüz Captiva dar şehir sokaklarında dolaşıyor. Yolculuğu sırasında İspanyol You Tube kullanıcısı Patricia Jordan Palacios’u şehrin bir köşesinden diğerine yetiştiren aracın iç mekanında sunulan birçok saklama gözü test pilotunu oldukça etkilemiş. Videolarında takipçilerine güzellik sıraları veren Palacios’un araç hareket halindeyken yaptığı makyaj görülmeye değer.
Son videoda ilginç bir spor dalına daha el atan Captiva
çamurda snowboard ile kaymaya çalışan sporculara yardımcı oluyor. Çekimler
sırasında Kai Man Wong’un yatak odası olarak da kullandığı aracın dar alanlarda
kolaylıkla park edilebildiği de belirtilmiş.
Bu advertoryal Chevrolet sponsorluğunda yazılmıştır.
Citroën C-Elysée WTCC
WTCC'de yarışacağını geçtiğimiz yıl açıklayan Fransız üretici Citroën bu yıl düzenlenecek olan Frankfurt otomobil fuarında sergileyeceği yarış aracının ilk teknik verileriyle birlikte çizimlerini paylaştı.
C-Elysée modelinin üzerine geliştirilen otomobilde genişletilmiş gövde, daha sportif görünümlü tamponlar, büyük boyutlu splitter, difüzör ve spoiler gibi parçalar dikkat çekerken jant çapları da 18 inçe yükselmiş.
Gövdesi üzerinde bolca kullanılan karbon fiber aracın ağırlığını 1.100 kg'a indirmeye yardımcı olurken kaput altında görev yapan 1.6 litre hacimli motor da pistlere uygun hale getirilmiş. Turbo beslemeye sahip olan ünite 380 beygir güç, 400 Nm tork üretebiliyor.
Alpha-N M3
Etkileyici BMW modifikasyonlarıyla dikkat çeken firmalardan olan Alpha-N, geçtiğimiz yıl tanıttığı BMW M3 modelini yeteri kadar sportif bulmayan potansiyel müşteriler için yeni bir aracın müjdesini verdi.
Karbon fiber gövde kitiyle çamurluklar ve yan etekleri genişletilen aracın ön ve arka tamponları daha yuvarlak hatlı bir tasarıma kavuşmuş. Kaputun üst kısmına bir bombe ekleyen Alpha-N bagaj kapağını da yeniden tasarlayarak bu bölüme daha büyük bir spoiler kazandırmış.
Alt kısmına büyük bir difüzör eklenen arka tamponun ortasına alınan egzoz çıkışlarının çapları büyürken sayıları ikiye indirilmiş. Genişleyen jantların çaplarıysa 19 inç.
İç mekanında bolca Alcantara döşeme kullanılan otomobilin kaputu altında görev yapan 4 litre hacimli v8 motorun gücü 490 beygire, torkuysa 470 Nm'ye yükseltilmiş. Bu güç artışının ardından maksimum sürat 315 km/s'e ulaşmış.
Bugatti Veyron 16.4 Grand Sport Vitesse Jean-Pierre Wimille
Neredeyse her ay özel bir model tanıtan Bugatti, şimdi de Veyron Grand Sport Vitesse için hazırladığı ve üç adet üretileceğini açıkladığı Jean-Pierre Wimille modeliyle karşımızda.
İsmini, Le Mans'ı 1937 ve 1939 yılında bir Bugatti 57G Tank direksiyonunda kazanan Jean-Pierre Wimille'den alan otomobilin rengi de yarış aracınınkini anımsatıyor. Wimille'in yarışları kazanırken yanında görev yapan pilotlar da tanıdık; Robert Benoist ve Pierre Veyron.
Kaputu altında yenilik bulunmayan otomobil mavi renginin yanında gövdesi üzerine ve iç mekanına eklenen Sarthe pisti grafikleriyle de dikkat çekiyor.
24 Temmuz 2013 Çarşamba
G-POWER M3 GT2 R
BMW modifikasyonundan bahsedildiğinde aklımıza gelen markaların başında olan G-POWER bir başka M3 modifikasyonuyla karşımızda. Tam bir pist aracı gibi görünen bu otomobilin ilginç yanıysa trafiğe çıkış izninin bulunması.
Bol bol karbon fiber parça kullanılan gövdede genişletilmiş çamurluk ve yan etekler, geniş hava girişine sahip ön tampon, ek hava çıkışlarına sahip kaput, dev spoiler ve hava çıkışlarına sahip arka tampon dikkat çekerken jantlar 20 inç çaplı.
İç mekanında tam boy takla kafesi, yarış koltukları, 6 noktadan bağlantılı emniyet kemerleri, sportif görünümlü direksiyon simidi ve sınırlı üretim plakası yer alan otomobilin göstergeleri de G-POWER imzası taşıyor.
Süspansiyon ve egzoz sistemleri yenilenen aracın frenleri de güçlendirilmiş. Ön aksta görev yapan 6 pistonlu kaliperler 396 mm çaplı disklerle eşleşirken arkada 4 pistonlu kaliperler 380 mm çaplı disklerle birlikte çalışıyor.
Kaputu altında görev yapan v8 motorun hacmi 4.6 litreye yükseltilen otomobil bir de kompresör beslemeyle donatılarak 720 beygir güç, 700 Nm tork üretmesi sağlanmış. Ağırlığı 1.500 kg'ın altına çekilen araç 0'dan 100 km/s sürate 3.7, 200 km/s sürateyse 9.5 saniyede ulaşabiliyor. Maksimum süratse 330 km/s'in üzerinde.
23 Temmuz 2013 Salı
Seat León ST
Seat León ailesi genişlemeye devam ediyor. Beş kapılı modelin ardından gelen üç kapılı versiyon sportif görünümüyle dikkat çekerken aileler için daha kullanışlı olan station wagon versiyon ilk defa aileye katıldı.
Dış mekan tasarımında bir sürpriz bulunmayan otomobilin C sütunu gerisi uzatılmış. Beş kapılı modellere göre ortalama 45 kg ağırlaşan otomobilin aks mesafesi aynı kalsa da boyu 4.54 metreye ulaşmış.
İç mekan tasarımında da bir yenilik bulunmayan otomobilin bagaj hacmi 587 litre. Arka koltukların yatırılmasıyla bu hacim 1.470 litreye ulaşmış.
Kaputu altında da tanıdık motorlar görev yapan aracın hacimleri 1.2 ile 1.8 litre arasında değişen benzinli motorları 86 ile 180 beygir arasında güç üretirken 1.6 ve 2 litre hacimli turbo Diesel üniteler 90 ile 184 beygir arasında güce sahip.
22 Temmuz 2013 Pazartesi
Aston Martin DBS Coupé ve DB9 Spyder Zagato Centennial
İngiliz üretici Aston Martin ile Zagato'nun işbirliği devam ediyor. Markanın 100. yaşını kutlamak için hazırlanan iki model şimdiden alıcılarını bulmuş.
DBS ve DB9 Spyder temelleri üzerine geliştirilen otomobillerin iç mekanı doğrudan bu araçtan alınmış olsa da gövde tasarımı tamamen yeni. Daha ince bir yapıya sahip olan araçların farları, geniş ön panjurun kenarlarına alınırken stop tasarımı da ön yüzü örnek almış.
Bagaj kapakları bombeli yapılarıyla dikkat çeken konseptlerin arka tamponları altında bir difüzör yer alıyor. Çift egzoz çıkışları da ilginç şekilleriyle dikkat çekerken DBS Coupé temelli aracın tavanında Zagato'nun imzası niteliğinde olan çift bombe görülebiliyor.
Coupé kasaya sahip olan otomobil Amerikalı otomobil koleksiyoncusu Peter Read tarafından satın alınırken diğer araç Japon bir iş adamı tarafından alınmış.
Mercedes-Benz E Serisi
Mercedes'in geçtiğimiz yıl makyajladığı E Serisi'ne yeni şanzıman ve motor seçenekleri ekleniyor. Aracın yakıt ekonomisine olumlu etkisi bulunan yeniliklerin arasında alternatif yakıtla çalışan bir ünite de dikkat çekiyor.
Seride sunulan ilk yenilik daha sonra başka araçlarda da göreceğimiz 9 ileri vitesli otomatik şanzıman olmuş. E350 BlueTEC modelinde sunulmaya başlanan şanzıman 6.6 saniyelik 0'dan 100 km/s sürate ulaşma süresini değiştirmese de şehir içinde kaydedilen 6.4 litre/100 km'lik ortalama yakıt tüketimi 7 ileri vitesli modelinkinden yarım litre daha başarılı. Bu sayede aracın ortalama yakıt tüketim değeri de 5.3 litre/100 km'ye gerilemiş.
E220 BlueEFFICIENCY'de kullanılan 6 ileri vitesli manuel şanzımanın yerine artık 7G-TRONIC sunan Mercedes bu aracın ortalama tüketimini de 4.4 litre/100 km'ye indirirken otomobilin Euro 6 egzoz emisyon normlarına uyması da sağlanmış.
Markanın sunduğu bir başka yenilik de E200 NGD modeli oldu. Doğalgazla çalışan otomobilde daha önce B200 NGD'de kullanılan 2 litre hacimli, turbo beslemeli motor kullanılıyor. 156 beygir güç, 270 Nm tork üretebilen ünite aracı 0'dan 100 km/s sürate 10.4 saniyede ulaştırabiliyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)