Advertorial etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Advertorial etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Ağustos 2014 Çarşamba

Enerji Verimli Ulaşım: Sürüş Stili


Enerji ve Tabii kaynaklar bakanlığı ve Enerji Verimliliği Derneği tarafından lansmanı yapılan Enerji Takımı projesi dahilinde hazırlanan tavsiyelerin ilk beşini Toplu Taşıma, Hız Sınırları, Araç Bakımı, Havalandırma ve Yolculukta Dikkat Edilmesi Gerekenler başlıklarında incelemiştik. Şimdiyse altıncı ve son başlık olan Sürüş Stili'ne bir göz atalım. Önceki makalelerde olduğu gibi aslında bildiğimiz veya tahmin ettiğimiz noktalardan oluşan başlık, otomobili en verimli şekilde, diğer bir değişle en düşük yakıt tüketimi ve egzoz salınımıyla sürebilmeyi sağlıyor.


Günümüzde zaman her şeyden değerli. Bir yerden diğerine çabuk ulaşmak da sürücülerin araçlarını olması gerektiğinden çok daha agresif kullanmasına neden oluyor. Kazandırdığı zaman saniyelerle ölçülebilecek bu stil güvenliği tehlikeye attığı gibi hem aracın çoğu parçasında gereksiz zorlanmaya hem de çok daha yüksek bir yakıt tüketimine neden oluyor.


Çoğunuzun daha önce duyduğunu düşündüğüm bir sözü unutmamak gerektiğini düşünüyorum; Performanslı kullanım için gaz, düşük tüketimli içinse fren pedalı önemlidir. Belirli bir sürate ulaşmak için gaz pedalı açısına bağlı olarak tüketilen yakıt miktarı aşağı yukarı aynı olsa da yapılan her frenle kazanılan enerjinin bir kısmının kaybedildiği unutulmamalı.


Unutmamamız gereken bir diğer nokta da güvenli takip mesafesinin sadece güvenlik için değil sabit süratle seyretmek için de gerekli olduğu. Yeterli mesafe sayesinde önünüzdeki aracın da ilerisinde seyir halinde olan otomobilleri görüp fren ve gaz pedallarına müdahale etme sıklığını rahatlıkla aşağıya çekebilirsiniz.

Hepinize verimli sürüşler dilerim.

30 Temmuz 2014 Çarşamba

Enerji Verimli Ulaşım: Yolculukta Dikkat Edilmesi Gerekenler




Enerji ve Tabii kaynaklar bakanlığı ve Enerji Verimliliği Derneği tarafından lansmanı yapılan Enerji Takımı projesi dahilinde hazırlanan tavsiyelerin ilk dördünü Toplu Taşıma, Hız Sınırları, Araç Bakımı ve Havalandırma başlıklarında incelemiştik. Şimdiyse beşinci  başlık olan Yolculukta Dikkat Edilmesi Gerekenler’e bir göz atalım. Önceki makalelerde olduğu gibi aslında bildiğimiz noktalardan oluşan başlık, otomobili en verimli şekilde, diğer bir değişle en düşük yakıt tüketimi ve egzoz salınımıyla sürebilmeyi sağlıyor.


Özellikle tatilcilerin yollarda olduğu şu günlerde dikkat edilmesi gereken ilk nokta Araç Bakımı bölümünde de üzerinden geçtiğim servis ziyaretleri. Filtrelerin yanında frenler ve lastikler gibi güvenliği de doğrudan etkileyen parçaların da kontrol edilmesi verimliliğin yanında yol güvenliğini de artıracaktır.

Uzun yolda olmasa da şehir içi yolculuklarda sıklıkla karşılaşılan bir problem de eldeki işin gereği olan aracı kullanmamak. Çoğu zaman firmaların kiralık araç filolarından seçilen araçlar ne kadar büyürse tüketim değerleri de o kadar artmakta.


Şehir trafiğinde olduğu kadar uzun yolda da sorun olan aşırı ağırlıksa hemen hemen her aracın problemi. Otomobilleri bir araç değil yaşam alanı olarak kullanan sürücülerin sonradan kullanabileceği gereçleri bagajda taşıması hem gerekli olduğunda bagaj hacminin azalmasına neden oluyor hem de tüketimi artırıyor.


Otomobilin aerodinamik yapısını bozacak şekilde yükleme yapmanın da özellikle yüksek süratlerde ek tüketime neden olduğu unutulmamalı. Bu sorun göz önünde bulundurularak tasarlansalar da port bagajlar bile ister istemez hem araç performansını düşürür hem de yakıt tüketimini artırır.

Bir sonraki konumuz: Sürüş Stili.

22 Temmuz 2014 Salı

Enerji Verimli Ulaşım: Havalandırma


Enerji ve Tabii kaynaklar bakanlığı ve Enerji Verimliliği Derneği tarafından lansmanı yapılan Enerji Takımı projesi dahilinde hazırlanan tavsiyelerin ilk üçünü Toplu Taşıma, Hız Sınırları ve Araç Bakımı başlıklarında incelemiştik. Şimdiyse dördüncü başlık olan Havalandırma'ya bir göz atalım. Önceki makalelerde olduğu gibi aslında bildiğimiz noktalardan oluşan başlık, otomobili en verimli şekilde, diğer bir değişle en düşük yakıt tüketimiyle sürebilmeyi sağlıyor.


Yaz aylarının sıcaklığını iyiden iyiye hissettirdiği şu günlerde seyahat sırasında dikkat edilecek en önemli noktalardan birisi şüphesiz klima kullanımı. Evlerde kullanılan ortalama bir klima kadar güçlü olan otomobil klimaları ihtiyaç duydukları enerjiyi doğrudan motordan aldıklarından devrede oldukları süre boyunca tüketimi %5'e kadar artırma kapasitesine sahip. Haliyle performans düşüşünü de beraberinde getiren bu sistemin doğru kullanımı gereksiz yakıt tüketiminin önüne geçecektir.


Klima sistemleri maksimum fan hızında en yoğun soğutmayı yapamadıkları gibi sıcaklığın minimuma ayarlanması da pompalarının sürekli çalışması gerektiği anlamına geliyor. Bu ikilinin yanında yaşam alanı sıcaklığı makul bir seviyeye indiğinde iç sirkülasyon kullanılırsa sistemin üzerine düşen yükün azalacağı da bir gerçek. Bu durumda zamanla ağırlaşabilecek olan iç mekan havasını kısa süre cam açarak tazeleyebilirsiniz.

Konu cam açmaktan açılmışken özellikle şehir içi hızlarında camları açık tutmak klima kullanımında olduğundan daha az tüketim anlamına gelse de sürat arttıkça tüketimin de arttığını unutmayın. Özellikle yüksek süratlerde bilinçli klima kullanımının hem cebe hem de çevreye daha yararlı olabileceğini hatırlamakta yarar var.


Havalandırma ızgaralarını mümkün olduğu kadar kapatmamak taze havanın araç içerisine daha homojen bir şekilde dağılmasına yardımcı olacağından istenilen sıcaklık seviyesine daha çabuk ulaşılabilecektir. Ayrıca sıcaklığın sabit tutulması görevinin de havalandırma sisteminin "Otomatik" fonksiyonuna aktarılması gereğinden uzun süren klima kullanımının önüne geçecektir.

Bir sonraki konumuz: Yolculukta Dikkat Edilmesi Gerekenler.

16 Temmuz 2014 Çarşamba

Enerji Verimli Ulaşım: Araç Bakımı



Enerji ve Tabii kaynaklar bakanlığı ve Enerji Verimliliği Derneği tarafından lansmanı yapılan Enerji Takımı projesi dahilinde hazırlanan tavsiyelerin ilk ikisini Toplu Taşıma ve Hız Sınırları başlıklarında incelemiştik. Şimdiyse üçüncü başlık olan Araç Bakımı'na bir göz atalım. Önceki makalelerde olduğu gibi aslında bildiğimiz başlıklardan oluşan Araç Bakımı, otomobili en verimli şekilde, diğer bir değişle en düşük yakıt tüketimiyle sürebilmeyi sağlıyor.


Motorlar yeni durumdayken henüz parçaları birbirine tam olarak alışmamış olduğundan performans düşüklüğü ve yüksek yakıt tüketimi gibi durumlara sebebiyet verebilirken aynı belirtiler üniteler yaşlandığında da, bu sefer parçalar aşındıkları için karşımıza çıkar. Aşınmanın önüne geçmek mümkün olmasa da yavaşlatılması olası. Aracın filtre, (varsa) buji ve diğer sarf malzemelerini önerilen zaman aralıklarında kontrol edip gerektiğinde değiştirmek hem cebe hem de çevreye yararlı olacaktır.


Küçük kontroller sürücüler tarafından da yapılabilirken egzoz gazı ölçümü gibi makinelerle yapılabilecek daha büyük kontrollerin yetkili servisler tarafından yapılması gerekiyor. Ülkemizde egzoz muayenesinde belirli sınırların altında kalınması yeterli olsa da seviyenin yükseliyor olmasının motor içerisinde veya egzoz sisteminde bazı terslikler olduğunu belirtebileceği unutulmamalı.


Son yıllarda çok rağbet görmeseler de araçların kullanım kitapçıklarında bakım konusunda önemli bilgiler bulunur. Özellikle otomobil boş ve dolu durumdayken lastiklerdeki basınç ve motor yağı akışkanlığını belirten uyarılara uymamak toplamda %20 gibi bir tüketim artışına neden olabileceği gibi lastik patlaması ve motor sarması gibi kimsenin istemeyeceği olaylara da sebebiyet verebilir. Önemi büyük olan bu ikili hakkında gerekli uyarılar sürücü kapısı içerisinde ve motor kaputunun altında da görülebilir.

Bir sonraki konumuz: Yolculukta Dikkat Edilmesi Gerekenler.

8 Temmuz 2014 Salı

Enerji Verimli Ulaşım: Hız Sınırları


Enerji ve Tabii kaynaklar bakanlığı ve Enerji Verimliliği Derneği tarafından lansmanı yapılan Enerji Takımı projesi dahilinde hazırlanan tavsiyelerin ilkini Toplu Taşıma başlığında incelemiştik. Şimdiyse ikinci başlık olan Hız Sınırları'na bir göz atalım. Toplu Taşıma başlığında olduğu gibi aslında bildiğimiz noktalardan oluşan Hız Sınırları, otomobili en verimli şekilde, diğer bir değişle en az yakıt tüketimiyle sürebilmeyi sağlıyor.

Günümüzde araçlar hiç olmadıkları kadar hızlı olsalar da fabrika verisi tüketim değerlerine ulaşmak için özel şartların sağlanması gerekiyor. Bu şartlardan en önemlileri viteslerin değiştirildiği devir ve ulaşılan maksimum sürat. Aslına bakarsanız şanzıman bu ikilinin ortak noktası.


Minimum tüketim için şehir içinde maksimum süratin 95 km/s'i aşmaması önerilirken Şehir dışında da bu değer 120 km/s. Çoğu ülkede otoyol hız sınırının da 120 km/s olması sayesinde otomobil üreticileri zaten bu sınırları kendi avantajlarına kullanıyor. Araçlar en üst vitesteysen minimum tüketimi sağlayacak devirlerde yaklaşık 120 km/s sürat yapıyor.


Bu optimum devir değerleri de Enerji Takımı tarafından benzinli ve LPG'li araçlarda 2.500, Diesel motora sahip otomobillerdeyse 2.000 devir/dak olarak verilmiş. Özellikle hızlanmalarda bu devirlerin üzerine çıkmadan vites değiştirmek tüketim değerlerine olumlu yansıyacakken en üst viteste de bu devir seviyesinin üzerine çıkmamak hem cebe hem de çevreye daha faydalı olacaktır.

Otomatik şanzımanlarda dikkat edilmesi gereken şeyse gaz pedalı açısı. Özellikle sürekli değişken oranlı üniteler (CVT) doğrudan gaz pedalı açısına göre motor devri ayarı yaptıklarından yakıt ekonomisi konusunda yine sürücüye iş düşüyor.

Bir sonraki konumuz: Araç Bakımı.

1 Temmuz 2014 Salı

Enerji Verimli Ulaşım: Toplu taşıma


Hatırlarsanız geçtiğimiz hafta, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Enerji Verimliliği Derneği tarafından lansmanı yapılan Enerji Takımı projesini sizlere tanıtmıştım. Türkiye'ye 2023 yılına kadar 150 milyar TL kazandırması planlanan projenin yeni ayağı olan Enerji Verimli Ulaşım için ben de bir "Yarı sosyal sorumluluk projesi"ne katılmaya karar verdim.

Konu ulaşım olduğunda enerji verimliliği alanında yapılacak şey çok. Üstelik alınabilecek önlemlerin büyük çoğunluğu hiçbirimize yabancı değil. Dolayısıyla notlarım daha çok birer hatırlatma olarak görev yapacak.



Ulaşımda harcanan enerji miktarını aşağıya çekmek için yapılabileceğimiz ilk şey belki de en bariz olanı; bireysel araçlarımızı mümkün olduğunca kullanmamak. Özellikle büyük şehirlerde zaman kaybına neden olan trafikten hem kaçmak hem de oluşan trafiği azaltmak için tercih edilebileceğimiz bu yöntem çoğu zaman cebinize de daha faydalı. Toplu taşımanın en konforlu ulaşım şekli olmadığı malum olsa da özellikle raylı sistemlerin dakikliği, yoğun saatlerde bu handikapın önüne rahatça geçebiliyor.



Taşınan kişi sayısına bölündüğünde yakıt tüketimi otomobillerden çok daha aza denk gelen toplu taşıma araçlarının haricinde bu yöntemi kullanamayacak durumda olanlarınız için de benim bir önerim olacak. Özellikle büyük firma çalışanlarından şirkete yakın oturanların tercih ettiği bireysel ulaşım araçlarını paylaşabilirsiniz. Yakınlarda oturan iş arkadaşlarının tek otomobille ulaşım sağlamaları hem toplam yakıt tüketimini hem de trafiği azaltacağı gibi yolculuğu daha eğlenceli bir hale getirecektir. Şahsen ben, tek başıma olmaktansa yanımda konuşabileceğim birisi veya birileri olmasını tercih ederim. Özellikle de trafikte.

Bir sonraki konumuz: Hız Sınırları

30 Haziran 2014 Pazartesi

Enerji Tasarrufunda Büyük Adım


Türkiye'ye 2023 yılına kadar 150 milyar TL kazandırması planlanan “Enerji Takımı” projesinin lansmanı 27 Haziran’da Lütfi Kırdar Kongre Sarayı'nda düzenlenen organizasyonda yapıldı. Lansmanda söz alan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, “Tasarruf için bir Enerji Takımı kurduk. Bu takım sayesinde, 77 milyon ile el ele vererek ülkemizi enerji dolu yarınlara taşıyacağız. Türkiye'nin bu seferberliğe ihtiyacı var” dedi.

Türkiye’nin enerji faturasının yılda 50 milyar Dolar olduğunu belirten Bakan Yıldız tasarruf için kurulan enerjitakımının ülkeyi gezeceğini de duyurdu. Bu şekilde evden yola, okuldan sanayiye kadar her alanda enerji tasarrufu sağlanabilecek.


Önceki dönemde Enerji Hanım ile ev hanımlarına, Enerji Çocuk ile çocuklara ve Enerji Verimli Sanayi ile sanayi kuruluşlarına yönelik olarak oluşturulan Enerji Takımı’nın kapsamı Enerji Verimli Ulaşım başlığıyla genişletildi.

Tahmin edilebileceği gibi benim çok daha yakın olduğum bölüm de bu sonuncusu. Sunumu Ethem Genim tarafından yapılan bölümde verimli sürüş teknikleriyle ulaşılabilecek tasarruf seviyesine dikkat çekiliyor. Direksiyon başına geçen her şoförün aklının bir köşesinde olması gereken maddelere sahip olan tasarruf listesinde çoğumuzun sürüş sırasında unuttuğu noktalar bulunuyor.

Türkiye’nin toplam enerji tüketimi içerisinde %14’lük paya sahip olan ulaştırma sektörü içerisinde yer alan motorlu taşıtların yenilenemez enerji kaynaklı yakıt tüketimini azaltmak, toplu taşımada ve yük taşımacılığında demiryollarının payını artırmak, şehir içi ulaşımında gereksiz yakıt israfını önlemek ve doğaya salınan zararlı gaz emisyonu seviyesini düşürmek gibi büyük hedeflere sahip olan proje sektörün güncel sorunlarına da çözümler üretmiş olacak.


Ülkenin son 25 yıldaki büyüme eğilimlerinin sürmesi durumunda 2020 yılında yolcu trafiğinin, bugünkü düzeyin yaklaşık 3.3 katına, yük trafiğininse 2.5 katına çıkacağı tahminlerinden yola çıkarsak ulaştırma sektöründe enerji verimliliğini artırıcı çalışmaların bir an önce hayata geçirilmesinin önemi de daha iyi anlaşılıyor.

Proje dahilinde otomobil sürücülerinin üzerine düşenler güvenlik ve çevre için de önemli gelişmeler içeriyor. Şehir içinde sürati düşük tutmak, vitesleri mümkün olduğunca düşük devirde değiştirmek, lastik basınçlarını düzenli olarak kontrol etmek, temiz filtreler kullanmak, ömrünü dolduran motor yağını değiştirmek, olabildiğince sabit süratle seyahat etmek ve araç içerisinde gereksiz ağırlık taşımamak gibi önlemler hem ülke hem de bireysel ekonomiye faydalı kalemler.

Bu öneriler haricinde enerji verimliliğini daha da üst seviyelere çıkaracak diğer maddelerse kişisel araç kullanımını azaltmakla ilgili. Şehir içlerinde mümkün olduğu kadar toplu taşımaya öncelik verilmesinin yanında bisiklet kullanımı ve hatta yayan seyahat etmek hem ekonomiyi hem de sağlığımızı olumlu etkileyecektir.

1 Haziran 2014 Pazar

Yeni Polo, segmentine üst sınıfın standartlarını taşıyor.


Volkswagen, sınıfının örnek alınan modeli Polo’nun daha verimli motorlara ve daha dinamik sürüş özelliklerine sahip yeni neslini tanıttı. Yeni Polo, standart olarak sunulan ESP, İkincil Çarpışma Freni (Multi Collision Brake) , Yokuş Kalkış Asistanı (Hill Hold)  ve opsiyonel olarak sunduğu birçok sürüş destek sistemiyle, segmentinin standartlarını yeniden beliyor.

Segmentinde öncü teknolojiyi erişilebilir kılan Yeni Polo, Mayıs ayının ikinci yarısında Türkiye’de satışa sunuldu.


Yeni Polo, daha güvenli ve daha konforlu bir sürüş için ileri teknolojiler sunuyor; kaza oluşmadan önce devrede olan ve olası bir kazayı engellemeye çalışan sistemler olarak da bilinen Aktif Güvenlik Sistemleri, Yeni Polo’yu sınıfının ötesine taşıyor. Tüm Yeni Polo modellerinde standart olarak sunulan Elektronik Stabilizasyon Programı (ESP)’nın yanında, ilk olarak Golf VII’de sunulan ve Alman Otomobil Kulübü ADAC tarafından İnovasyon Ödülüne layık görülen İkincil Çarpışma Freni ‘Multi-Collision Brake de Yeni Polo’da öne çıkan donanımlar arasında.


Yeni Polo’da güvenlik öncelikli

Yokuş Destek Sistemi (Hill Hold), Elektronik Motor Çekiş Kontrolü (MSR), Elektronik Diferansiyel Kilidi (EDL), Elektronik Çekiş Kontrol Sistemi (ASR), Hidrolik Fren Asistanı (HBA) ve Lastik Basınç Uyarısı gibi yardımcı sistemlerin standart olarak bulunduğu Yeni Polo, sınıfında ilk kez Adaptif Hız Sabitleyici (ACC)’yi de isteğe bağlı olarak sunuyor. Yeni Polo’daki bu sistem, DSG şanzımanla birlikte sipariş edildiğinde “Follow-to-Stop” özelliğini de taşıyor ve öndeki araç durduğunda tam otomatik olarak Yeni Polo’yu da durduruyor.  Ön Bölge Asistanı (Front Assist), Şehir içi Acil Durum Freni (City Emergency Brake) ve Yorgunluk Tespit Sistemi (Fatigue Detection) de yine Yeni Polo’da opsiyonel olarak alınabilecek gelişmiş aktif güvenlik sistemleri arasında bulunuyor.


Bir önceki nesle göre yüzde 20'ye varan yakıt ekonomisi

Yeni Polo, tamamen yenilenmiş benzinli ve Diesel motor seçeneklerine sahip. Tümü Euro6 emisyon standartlarına uyumlu motorlara sahip Yeni Polo’da, Comfortline donanımı ile birlikte BlueMotion Technology standart olarak sunuluyor.

BlueMotion Technology çatısı altında toplanan, Start/Stop ve fren enerjisi geri kazanımı gibi sistemlerin de bulunduğu modellerde bir önceki jenerasyona göre yüzde 20’ye varan yakıt tasarrufu sağlanıyor. Türkiye’de ilk etapta, ikisi BlueMotion Teknolojisine sahip iki benzinli ve iki diesel olmak üzere dört farklı motor seçeneği satışa sunulacak.


Yeni nesil motorlar hazır

Türkiye’de satışa sunulan motor seçeneklerinin ilki 1 litre hacimli, benzinli MPI ünite olacak. 75 beygir gü, 95 Nm tork üretebilen motor 5 ileri vitesli manuel şanzımanla kombine ediliyor ve Yeni Polo’yu 173 km/s maksimum hıza ulaştırabiliyor.  Bu yeni nesil benzinli motor, 100 km’de ortalama 5,1 lt yakıt tüketimine sahip.

Türkiye’de satışa sunulan bir başka yeni benzinli motor seçeneği ise 90 beygir güç üretebilen 1,2 lt hacimli TSI motor olacak. Düşük devirlerden itibaren etkin olan bir turbo besleme ile desteklenen ünite 160 Nm maksimum tork sağlıyor. 5 ileri vitesli manuel veya 7 ileri vitesli DSG şanzımanla tercih edilebilen 1,2 lt TSI motor seçeneği, 100 km’de ortalama 4,7 lt yakıtla yetiniyor.

Yeni Polo Türkiye’de 1,4 litre hacimli TDI motor seçenekleriyle de satışa sunuluyor. 75 ve 90 beygir ile iki farklı güç seviyesine sahip olan Diesel seçeneklerinden 90 beygir gücünde olanı 230 Nm tork üretirken, 100 km’de ortalama 3,4 lt yakıt tüketiyor. 75 beygir gücündeki seçenek sadece 5 ileri vitesli manuel şanzımanla tercih edilebilirken 90 beygir gücündeki seçenekte manuel şanzımanın yanında 7 ileri vitesli DSG seçeneği de sunuluyor.


Bu sınıfta ilk kez LED farlar opsiyonel olarak sunuluyor 

Yeni tasarım diliyle sportif yönünü açığa çıkaran keskin hatlara sahip olan Yeni Polo, krom çıtalı radyatör ızgarasıyla, tamponun altında yer alan 4 bölümlü hava menfezleriyle ve sınıfında ilk kez sunulan LED farlarıyla dikkat çekiyor. Opsiyonel olarak tercih edilebilen LED farlar, düşük elektrik tüketimleri, uzun ömürleri ve gün ışığına yakın aydınlatma performanslarıyla dikkat çekiyor.


Segmentinde bir ilk daha;  Elektro-mekanik servo direksiyon

Yeni Polo’nun gövdesinin altında daha birçok yenilik yer alıyor. Tasarımı yenilenmiş gösterge tablosundan klima kontrol paneline, yeni nesil bilgi-eğlence sistemlerinden direksiyon simidine kadar birçok yeniliğin yer aldığı Yeni Polo’da elektromekanik servo direksiyon sistemi sayesinde sürüş konforu hissedilir şekilde gelişmiş. Hidrolik yerine hassas bir elektrik motorundan destek alan direksiyon sistemi park manevralarında yüksek bir konfor düzeyi sunarken yüksek hızlardaki hakimiyeti artıran direkt bir yapıya sahip. Sadece ihtiyaç anında sürücüye destek vererek düşük tüketim değerlerine ulaşmada etkili olan bu sistem ayrıca herhangi bir bakım ve hidrolik değişimi gerektirmediği için hem ekonomik hem de çevreci olabiliyor.


Yeni Polo iddiasını devam ettiriyor 

Sınıfının en başarılı modeli olmanın, bu başarıyı devam ettirme sorumluluğunu da beraberinde getirdiğini söyleyen Volkswagen Binek Araç Genel Müdürü Vedat Uygun, “Yeni Polo, bu sorumluluğun üstesinden tamamı yenilenen motorları, tazelenen görünümü ve dinamik sürüş özellikleriyle kolaylıkla gelecektir” diye konuştu. Yeni Polo’nun Türkiye’de Mayıs ayının ikinci yarısından itibaren satışa sunulacağını söyleyen Vedat Uygun, “Türkiye’de diğer nesilleriyle büyük beğeni toplayan Polo’nun, yeni neslinin de aynı ilgiyi göreceğini düşünüyoruz.” diye konuştu. Uygun, Yeni Polo’nun,  39 bin 500 TL’den başlayan tavsiye edilen satış fiyatlarıyla sunulacağını söyledi. 


“Yeni nesil ürünleri, yeni nesil hizmet ve anlayışıyla destekliyoruz” 

Volkswagen’in ürün gamındaki yenilikleri, satış ve satış sonrası hizmetlerdeki yenilikçi hizmet anlayışıyla birleştirdiklerini ve bu çabaları mutlak müşteri memnuniyetine dönüştüren çalışmalara imza attıklarını söyleyen Volkswagen Binek Araç Genel Müdürü, “Ürün gamında yapılan yenilikler son derece önemli. Müşterilerin istek ve beklentilerinin her geçen gün değiştiği bir dünyada, modellerinizin de bu değişime ayak uydurması kaçınılmaz. Ancak başarıyı getiren ve sürekliliğini sağlayan, bu değişimi yaptığınız tüm çalışmalarda gösterebilmek; yeni nesil ürünleri, yeni nesil hizmet anlayışı, iletişim ve müşteri memnuniyetiyle desteklemektir.” dedi.


Yeni  iletişim platformu  Volkswagenim.com,  kullanıcı deneyimini farklı bir boyuta taşıyacak

Volkswagen Binek Araç’ın  devreye aldığı  ‘Volkswagenim’ platformunun müşteriler tarafından çok beğenileceğine inandığını ifade eden Vedat Uygun, “Satış ve satış sonrası birçok hizmete rahatlıkla ulaşılabilen ve kişinin kendine özel bir sayfası olma özelliği taşıyan “Volkswagenim’’de üyelere açık birçok etkinlik de yer alacak. Müşterilerimizin daha özel hissetmelerine olanak tanıyacak ve  bir kulüp havası taşıyacak olan bu platform ile Volkswagen markası ile bağlarının daha da güçleneceğine inanıyoruz.” şeklinde konuştu.


“Volkswagen Binek Araç Facebook’ta takipçileri ile en fazla iletişim halinde olan marka“

Dijital dünyanın tüm olanaklarını müşteri ve kullanıcıların yararına çevirmeyi amaçlayan VolkswagenBinek Araç, her platformda aktif iletişimi esas alarak hayata geçirdiği uygulamalarla fark yaratmaya çalışırken Facebook’ta 3 milyonun üzerinde takipçiyle, Türkiye’nin en fazla takipçi sayısına sahip otomobil markası olma özelliğini sürdürüyor. Takipçiler ile etkileşim oranı en yakın rakibinin 6 katı olan Volkswagen Türkiye Facebook sayfası sayesinde üretici, Türkiye’de takipçileriyle en fazla iletişime geçen marka unvanını da taşıyor. Öte yandan, VolkswagenBinek Araç ‘Lovemark’ adlı iletişim kampanyasına paralel 2014 yılının Şubat ayında ilk kez Instagram'da da yerini aldı.  İki ay gibi kısa bir zaman içinde Instagram/vwturkiye hesabının takipçi sayısı onbinlere ulaştı.

Volkswagen Binek Araç müşteri memnuniyetinde sektör lideri

Volkswagen Binek Araç, müşteri memnuniyeti amacıyla gerçekleştirilen çalışmaların mükâfatını yeni aldığı TMME ödülü ile de sağlamlaştırmış oldu. 81 ilde, 11 bin 564 tüketicinin katılımıyla, bilgisayar destekli telefon anketi (CATI) yapılarak ve özel ekonometrik analiz modeliyle belirlenen Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi 2013 yılı 4. çeyrek sonuçlarına göre Binek Araç sektöründe lider oldu.

25 Temmuz 2013 Perşembe

Sponsorlu içerik - Life Test ile Chevrolet Captiva’ya farklı bir bakış


Otomobillerle ilgili olup online akımları da takip ediyorsanız son zamanlarda Youtube’da Chevrolet Captiva ile ilgili reklamlarla karşılaşma olma ihtimaliniz var.

2006 yılında piyasaya çıkan Captiva 2011 yılında geniş bir makyaj operasyonu geçirmişti. Bu değişimin ardından Amerikan pazarında satılan otomobillerde sıklıkla gördüğümüz şekilde her yıl ufak tefek yeniliklerle karşımıza çıkan araç şimdi de Life Test isimli farklı bir tanıtım kampanyasıyla potansiyel müşterilerine sesleniyor.

Woki Toki, Secretos de Chicas, DigitalRev TV ve Doktor Allwissend gibi YouTube’un, toplam takipçi sayısı bir milyonu bulan “ünlüleri” ile ortaklaşa yürütülen kampanyada tema, aracın daha önce hiçbir otomobilin test edilmediği gibi denenmesi olmuş.


Ortaya çıkan videolarsa oldukça ilginç. İlk tanıtım filminde iç mekan genişliği üzerinde durulan Captiva’nın ikinci ve üçüncü koltuk sıraları yatırılarak bu bölüme mini ping pong  masası yerleştirilmiş. 7 kişilik oturma kapasitesi veya cam altına kadar 942 litre bagaj hacmi sunan aracın arka kısmında ping pong turnuvası düzenlenecek kadar yer bulunmuş.

İkinci videoda kullanım ve kontrol kolaylığı üzerinde durulan Captiva bir köpekle frisbee kovalama yarışına giriyor. Tavanına bir sepet sabitlenen SUV bu şekilde atılan frisbee’yi yakalayabiliyor.


Üçüncü filminde belki de günümüz şartlarına en uygun test koşullarında gördüğümüz Captiva dar şehir sokaklarında dolaşıyor. Yolculuğu sırasında İspanyol You Tube kullanıcısı Patricia Jordan Palacios’u şehrin bir köşesinden diğerine yetiştiren aracın iç mekanında sunulan birçok saklama gözü test pilotunu oldukça etkilemiş. Videolarında takipçilerine güzellik sıraları veren Palacios’un araç hareket halindeyken yaptığı makyaj görülmeye değer.

Son videoda ilginç bir spor dalına daha el atan Captiva çamurda snowboard ile kaymaya çalışan sporculara yardımcı oluyor. Çekimler sırasında Kai Man Wong’un yatak odası olarak da kullandığı aracın dar alanlarda kolaylıkla park edilebildiği de belirtilmiş.

Bu advertoryal Chevrolet sponsorluğunda yazılmıştır.

16 Temmuz 2012 Pazartesi

Adrenalin... Kaldığı Yerden: Toyota GT86


Toyota’nın 50 yıllık spor otomobil birikimini, heyecan verici tasarım özellikleri ve üstün sürüş keyfiyle birleştiren Toyota GT86 Türkiye’de!

Spor otomobilde tutkunun yeni adı olan arkadan itişli Toyota GT86, sürücüsü ile bütünleşerek gerçek, saf ve eğlenceli sürüş keyfini garanti ediyor. Dünyada sadece Toyota’da sunulan önden yatay (boxer) motor ve arkadan itiş özelliklerinin hayat bulduğu sürücü odaklı Toyota GT86, aynı zamanda dünyanın en kompakt 4 kişilik spor otomobili olarak tüm dikkatleri üzerinde topluyor. Toyota GT86, yere yakın olan ağırlık merkezi ve aerodinamik tasarımıyla heyecan ve sürüş keyfi arayanlara hitap ediyor.

Toyota GT86 ultra hafif gövdesi, kompakt 4 kişilik tasarımı, mükemmel dış tasarımı ve içeride ayrıntılara verilen önem ile sürüş keyfini en üst seviyede yaşatırken, spor otomobil zevkini de geniş kitlelerin erişimine sunuyor. Toyota’nın D-4S teknolojisiyle üretilen 2,0 lt atmosferik boxer motoru ile 200 HP güç ve 205 Nm tork sunan GT86, 6 ileri otomatik vites modellerinde 7,1 lt/100 km yakıt tüketimi ve 164 g/km CO2 salımı ile ekonomik ve çevre dostu sürüşe verdiği önemi de ortaya koyuyor. GT86’da ayrıca ABS ve devre dışı bırakılabilen VSC ile GT86’nın üstün aerodinamik özellikleri sayesinde sürücüler kişisel sürüş kabiliyetlerini ortaya çıkarma fırsatını da bulabiliyorlar. GT86’da sunulan VSC SPORT seçeneği ise dengeden ödün vermeden aracın dinamik sınırlarının keşfine imkan tanıyor.

Toyota GT86 İstanbul Park’ta yapılan lansmanla Türkiye’de satışa sunuldu. Toyota GT86’nın turuncu, kristal siyah, saten beyaz ve şimşek kırmızı olmak üzere 4 farklı renk seçeneği bulunuyor.

Toyota GT86’yı daha yakından keşfetmek için www.adrenalinkaldigiyerden.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

Tüm yeniliklerden anında haberdar olmak için Toyota’yı Twitter’dan takip edin: https://twitter.com/Toyota_Turkiye


Bir bumads advertorial içeriğidir.

24 Ekim 2011 Pazartesi

Çevreci Yakıt LPG


Dünyada kontrol edilemeyen nüfus artışı, göçler ve sanayileşmeden dolayı çevre sorunları her geçen gün artıyor. Bu bağlamda, dünyanın geleceği hakkında büyük endişeler yaşanıyor. Yaşanılabilir bir dünya için, gelecek nesillere temiz bir dünya bırakmak için büyük kuruluşlar üzerlerine düşen görevleri yerine getirmeye çalışıyor. Ancak, birey olarak bizlerin de yapmamız gerekenler, uymamız gerekenler var.

AB üyesi ülkeler çevre için önemli çalışmalara imza atıyorlar. Sadece devlet bazında değil, halk olarak insanlar da sorumluluklarının gereklerini yerine getiriyorlar.

Türkiye’de bizlerin çevreye katkı sağlaması adına yapabileceklerinin başında yer alanlardan biri de çevreci yakıtlar ve enerji kaynakları kullanmak. İşte bu noktada LPG’nin önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. LPG’nin kullanım alanları oldukça fazla olmakla birlikte, LPG ülkemizde en çok otogaz olarak tüketilmektedir. Dünyadaki en büyük ikinci otogaz pazarı olan Türkiye’de otogazın asıl kullanım amacı ekonomikliği. Dünyada ise, gelişmiş ülkeler otogazı çevreciliğinden dolayı tercih ediyor. Karbon salınım oranları diğer yakıtlara göre çok daha düşük olan LPG ve dolayısıyla otogazın ozon tabakasına olumsuz etkileri bulunduğu bilinen sera gazı etkisini azaltıyor.

Ülkemizdeki trafikteki araçların yüzde 35’lik bölümünü otogaz kullanan araçlar oluşturuyor. Neredeyse her 3 araçtan 1’i LPG li. Bu oran bizi otogaz kullanımında dünyanın önde gelen ülkelerinden birisi yapıyor. Daha ekonomik ve daha çevreci özelliklerinden ötürü araçlarda LPG kullanımı, başta AB olmak üzere dünya genelindeki çoğu ülkede, uygulanan çeşitli indirim ve teşviklerle özendirilmektedir. Ülkemizde ise LPG’ye ve otogaza böyle bir ayrıcalık uygulanmamaktadır. Buna rağmen LPG’nin otogaz olarak tüketimi Avrupa’da en yüksek bizim ülkemizdedir.

Türkiye’de LPG’nin araçlarda otogaz olarak kullanım oranının artması ile birlikte her yıl yaklaşık olarak 1 milyon ton daha az karbonmonoksit salınımı gerçekleşmektedir. Bu da LPG’nin önemini ve çevreciliğini bizlere rakamsal olarak daha net ifade etmektedir. Dünyada LPG kullanımı ile her ne kadar sebepleri farklı olsa da Türkiye’nin otogaz sektöründe gösterdiği başarı bütün dünyaca takdir edilmektedir.