Jeep Scrambler 392 ve 1978 Jeep Cherokee 4xe

Jeep'in Moab Safari konseptlerine bu yıl katılan yedili arasında klasik 1981 CJ-8 Scrambler'a göndermeler yapan bir araç olduğu gibi SJ kasa Cherokee gövdesi kullanan bir restomod da bulunuyor. Üstelik kaputlar altında modern ünitelere yer verilmiş.

Kapıları bulunmayan kısa gövdesiyle Magneto 3.0 konseptine de benzeyen otomobil şeffaf bölümü olan kaputuyla da bu araca göz kırpıyor. Özel tasarım çamurluklar ve çeki demirlerinden geride kalan ön tampon haricinde arka takla kafesi ve sökülebilir tavan donanımda yer alıyor. Teknik olarak bir pick up olan modelin kasasında çekmece gibi kaydırılabilen çelik bir kafes de mevcut.

Arka koltukları bulunmayan otomobilin kokpiti standart Wrangler modelleriyle paylaşılıyor. 20 inç çaplı jantlar ve 40 inç çaplı lastiklerle yerden yüksekliği 14 cm kadar artırabilen havalı süspansiyon sistemi de donanımda yer alıyor. Kaput altındaysa 6.4 litre hacimli, atmosferik emişli bir V8 yatıyor. Bu motor, 477 beygir güç, 637 Nm tork üretebiliyor.

İkinci konseptin tasarımıysa çok tanıdık. Klasik Cherokee gövdesine LED farlar ekleyerek daha modern bir duruşa kavuşturan Jeep, önde vinçli, arkadaysa çift çeki demirli çelik tampon kullanmış. B sütunu arkasında camları bulunmayan aracın jantları 17, lastikleriyse 37 inç çaplı.

İç mekana geçildiğindeyse klasik ve modern tasarımların bir karışımı görülebiliyor. Kapı içlerinde cam açma kolları bulunsa da kokpitin tamamı modern Wrangler'dan alınmış. Arkadaysa koltuk yerine tam boy stepne ve takla kafesi kullanılmış. Aracın tavan iç yüzeyi de grafitiyle kaplanmış.

Kaputu altında Jeep ürün gamında sunulan en modern motor yatan konsept şarj edilebilir bir hibrit. 2 litre hacimli, turbo beslemeli motoru iki elektrik motoruyla eşleşen otomobil 380 beygir güç, 640 Nm tork üretebiliyor. 8 ileri vitesli otomatik şanzıman ve dört tekerlekten çekiş sistemi de donanımda yer alıyor.

Jeep Wrangler Magneto 3.0

Jeep bu yıl da tam bir konsept şöleniyle karşımızda. Moab'de tanıtılan Jeep Safari konseptlerinin sayısı yine yedi olsa da bu araçlardan sadece bir tanesi tamamen elektrikli. 3 yıldır geliştirilen Wrangler Magneto konsepti bu versiyonunda daha da güçlü.

Görünümü Magneto 2.0'dan çok farklı olmayan aracın ön panjurunun yüksekliği azalırken aynı şey bez brandaya sahip tavan için de geçerli. 3 inç yükseltme kiti ve 40 inçlik lastiklerini koruyan otomobilin kaputundaki şeffaf bölüm de aynen korunmuş. Jant tasarımları yenilenen otomobilin ön çamurluklarına ek LED aydınlatmalar eklenirken stopların da iç tasarımları yenilenmiş.

Arka koltukları bulunmayan konseptin kapıları da iptal edilirken kokpit standart Wrangler ile paylaşılıyor. 660 beygir güç, 1.220 Nm tork üretebilen elektrikli aracın arazide kullanılabilen düşük güç modu 290 beygir güç, 370 Nm tork sunabiliyor. Önceki nesillere göre menzili %20 artırılan araç için bu bölümde kesin bir bilgiyse sunulmuyor.

KG Mobility Torres EVX

SsangYong ismini değiştirdi ve artık ürettiği modelleri KG Mobility ismiyle satıyor. Değişimle birlikte tanıtılan araçlardan olan elektrikli Torres, yeni burun tasarımıyla olduğu kadar farklı iç mekanıyla da dikkat çekiyor.

Benzinli Torres'in aksine LED farları düz bir şerit halinde tasarlanan otomobilin köşeli hatları korunmuş. Siyah renkli plastik korumalar ve kalın C sütunu da kardeşinden alınan aracın arka bölümünde de dikey yerleşimli LED stoplar ve yana doğru açılan bagaj kapağı korunmuş. Jantlarsa 20 inç çaplı.

Daha modern özellikler sunan bir iç mekana sahip Torres EVX'in kapı içleri ve dört kollu direksiyon simidi değişiklik göstermese de dokunmatik ekranla birleşen dijital gösterge paneli ve üzerine vites selektörü eklenen altı boş ara konsolu yenilikler arasında. Havalandırma ızgaraları da farklı tasarıma sahip olan aracın orta konsolu bulunmuyor.

839 litre hacimli bagaj hacmi, benzinli kardeşininkinden 136 litre daha geniş olan otomobilin boyu 4.715 mm, eni 1.890 mm ve yüksekliği 1.725 mm. 204 beygir güç üretebilen elektrik motoru önde yer alan Torres EVX'in bataryalarıysa 73.4 kWh kapasiteli.

Lamborghini LB744 Revuelto

Aventador, 12 yıllık üretimin ardından yerini hibrit bir araca bıraktı. İçten yanmalı motoru eskiden olduğu gibi atmosferik emişli bir V12 olan Revuelto, sadece elektrikli olarak ilerleyebilmesiyle de dikkat çekiyor. İç mekanda yaşanan modernleşme de İtalyan markadan uzun süredir beklenen şekilde gerçekleşmiş.

Gövde tasarımı, geçtiğimiz 10 yılda karşımıza çıkan diğer Aventador temelli versiyonlara göndermeler yapan otomobilde Y biçimli gündüz aydınlatmaları, sert köşeler, çift bombeli tavan, büyük hava girişleri, gizli kapı kolları, önde 21, arkada 22 inç çaplı jantlar, seviyesi ayarlanabilen spoiler, yine Y biçimli LED stoplar, büyük difüzör ve stoplar arasına yerleştirilen egzoz çıkışları dikkat çeken detaylar arasında.

Yukarıya doğru açılan kapılardan ulaşılan iç mekanda dijital gösterge paneli, dik yerleşime sahip dokunmatik ekran ve yolcu önüne eklenen bilgi ekranı gözlerden kaçmıyor. Karbon fiber trim parçaları ve Alcantara döşemelerle zenginleştirilen yaşam bölümünde üzerine birçok mod seçim düğmesi eklenen direksiyon simidi de dikkat çekiyor.

Tamamen karbon fiberden üretilen iskeletine rağmen 1.772 kg kuru ağırlığı bulunan otomobilde önde 10, arkadaysa 4 pistonlu fren kaliperleri kullanılmış. Karbon seramik fren diskleriyse 410 ve 390 mm çaplı. Yarı aktif süspansiyon sistemi ve yönlendirilebilir arka aks da donanımlar arasında.

6.5 litre hacimli V12 motoru da eskisinden hafif olan Revuelto'nun bu ünitesi kendi başına 825 beygir güç, 725 Nm tork üretebiliyor. 150 beygir güç üretebilen üç elektrik motoruyla toplamda 1.015 beygir güç üretebilen aracın 8 ileri vitesli, çift kavramalı, yarı otomatik şanzımanı da yepyeni bir ünite. 

Sadece elektrikli olarak kullanıldığında önden çekişli ve 180 beygir gücünde olan otomobilin 3.8 kWh kapasiteli bataryalarıysa yaklaşık 15 km menzil sunabiliyor. Bagaja yerleştirilen girişten 7 kW'lık istasyonla şarj edildiğinde 30 dakikada dolabilen pilleri V12 motor sadece 6 dakikada doldurabiliyor. 0'dan 100 km/s sürate 2.5, 200 km/s'eyse 7 saniyede ulaşabilen modelin maksimum sürati 350 km/s'te sınırlı.

Hyundai Sonata

Hyundai'nin büyük sedan modeli Sonata makyajlandı. Değişimi basit bir makyajdan çok daha büyük olan otomobil hem iç hem de dış mekanda büyük yenilikler sunarken kaput altında da yenilikler yer alacak. Güncellemelerle birlikte modele ilk defa dört tekerlekten çekiş sistemi desteği de gelecek.

Diğer birçok Hyundai modeli gibi çift katlı LED far tasarımına kavuşan otomobilde çok daha agresif duran ön tampon seçenekleri sunuluyor. N Line armasına sahip olan araçlarda 19 inç çaplı jantlar standart. Arka bölümünde sunduğu 4 egzoz çıkışı sayesinde tanınabilen bu modellerde, diğer seçeneklerde olduğu gibi LED stopları bağlayan kısım yukarıya alınmış.

İç mekanında da büyük yenilikler olan otomobilde artık 3 kollu direksiyon simidi kullanılıyor. Dijital gösterge paneli de dokunmatik ekranla ortak düzleme yerleştirilmiş. Havalandırma ızgaraları gizlenen otomobilin vites selektörü de direksiyon kolonuna alınmış.

Kaputu altında daha önce de görev yapan 2.5 litre hacimli, benzinli ünitenin atmosferik ve turbo beslemeli seçeneklerini koruyacağı öğrenilen otomobilin 1.6 litre hacimli, turbo motora veda edeceği konuşuluyor. Hibrit motoru da koruyacak olan Sonata'da dört tekerlekten çekiş sistemi de alınabilecek. Hibrit araçtaysa 2 litre hacimli ünite görev yapacak.

Renault Espace

Beklenen değişim sonunda gerçekleşti ve Renault’nun efsanevi MPV modeli Espace da tam bir SUV’ye dönüştü. Aslında 5. Nesilde de yükselen bir gövdeye kavuşmuş olsa da 6. Nesil Espace, çağımızın modası haline gelen gövde tipine tam olarak merhaba demiş. 

Dış görünüşü yabancı gelmeyen otomobil aslında Austral’in uzamış bir seçeneğinden ibaret. Bu araçtan yaklaşık 21 cm daha uzun olan otomobil önceki nesil Espace’tansa 14 cm daha kısa. Austral ile aks mesafesi farkıysa 6 cm'nin biraz üzerinde. Görsel olaraksa iki modeli birbirinden ayırmak zor. Büyük logo ve parantez biçimli LED farlarını paylaşan ikilinin panjur ve tampon tasarımları da aynı. 

Her iki kardeşte de çapları 20 inçe kadar çıkan jantlar sunan Renault, yönlendirilebilir arka aksı da Espace’ın donanımına eklemiş. C ve D sütunları arasında yaşanan uzamadan tanıyabileceğimiz otomobilin arka bölümünde şık bir spoiler, yine parantez biçimli LED stoplar ve siyah renkli tampon dikkat çekiyor. Bagaj kapağı camı daha dik olan Espace’ın stopları altında yer alan sahte hava çıkışları da Austral’de bulunmuyor.

İç mekanda da ilk bakışta ikili arasında bir fark görmek zor. Ön bölümde üst ve altı düzleştirilmiş direksiyon simidi, dijital gösterge paneli ve dik yerleşime sahip dokunmatik bir ekrandan oluşan orta konsol Austral’den tanıdık. Cam tavanı da paylaşan kardeşler ikinci koltuk sırasından itibaren farklılaşmaya başlıyor. Bu sırada yine ileri geri kayma ve sırtlık açısı ayarlama olanağı sunan Espace’ta daha büyük kafalıklar ve bu parçalara takılabilen yastıklar sunuluyor. Bu koltuk sırası 3 parçalı olarak yatırılabilen otomobilin katlanabilir kol dayanağı da yeniden tasarlanmış.

Diğer nesillerde olduğu gibi 3 koltuk sırası sunmaya devam eden Espace’ı iki koltuk sırasıyla almak da mümkün. 7 kişilik kullanımda 159 litre bagaj hacmi sunan otomobilin 5 kişilik seçeneklerinde bu hacim 581 litre. Arka koltuklar ileri alındığında 777 litre hacim sunulurken bu koltuklar yatırıldığında 1.818 litre hacim elde ediliyor.

Tek motor seçeneği tanıtılan Espace’ın bu ünitesi aynı zamanda Austral’in en güçlü motoru. 1.2 litre hacimli, turbo beslemeli, 3 silindirli üniteye eşlenen iki elektrik motoruna sahip olan sistem toplamda 199 beygir güç üretebilyior. 1.7 kWh kapasiteli bataryalara sahip hibrit aracın 175 km/s’lik maksimum sürati küçük kardeşinkiyle aynı. 0’dan 100 km/s sürate ulaşma süresiyse 8.8 saniye.