13 Kasım 2020 Cuma

Porsche 960 Turismo ve Renndienst


Porsche'nin senelerdir saklı tuttuğu konsept otomobillerini tanıtma işlemi tamamlandı. Alman markanın ortaya çıkardığı son ikili, hem serinin en kullanışlıları hem de bir tanesi seri üretime, değişerek de olsa geçmiş durumda.

960 Turismo veya Vision Turismo olarak tanınan araç aslında 918 Spyder'ın yumuşak hatlarını taşıyan dört kapılı bir otomobil olarak tanımlanabilir. Büyük farlar, şişkin çamurluklar ve tek bijona sahip dev jantlarla sportif görünen otomobil hemzemin kapı kolları ve şık aynalara da sahip.

Tasarım aşamasında motorun nerede olabileceği bilinmediğinden arkada konumlandırılabilmesi için yanlarda ve arka camın altında hava girişleri açılan model seri üretime Taycan olarak geçtiğinden motor yerleşimi problemi de ortadan kalkmış oldu. Konseptin basık arka bölümünde ince hatlı LED stoplar, difüzör ve şık egzoz çıkışları görülebiliyor.

Porsche için çok farklı bir konsept olan Renndienst aslında serinin sonlanması için mükemmel bir araç. Yuvarlak hatlara sahip bir van olan bu konsept, köşelere yerleştirilen lastikler ve şişkin çamuruklarıyla sportif karakterini ortaya koyuyor.

Büyük ön cam, yan aynalar yerine geçen kameralar, yanlara eklenen deflektörler, arkaya doğru alçalan cam tavan, bu tavanın bitimine şık bir şekilde entegre edilen spoiler, şık jantlar ve ince uzun LED stoplar modelin dikkat çeken diğer detayları.

Elektrikli bir araç olan Renndienst'in iç mekanında ilginç bir oturma düzeniyle karşılaşılıyor. 5 kişilik araçta sürücü ortada oturuyor. İkinci ve üçüncü koltuk sıralarındaysa ikişer adet tekli koltuk yer alıyor.

Porsche 919 Street ve Vision 918 RS


Porsche'nin gizli konsept serisinde sona yaklaşıyoruz. Bu sefer tanıtacağımız ikili, seri üretime en yakın olan hiper araçlar olarak adlandırılabilir. Otomobillerden ilki doğrudan pistlerden yola geçerken ikincisinin seri üretim bir atası bulunuyor.

2017 yılına kadar pistlerde fırtınalar estiren 919, 2018 yılında da Evo versiyonuyla birçok pist rekorunun sahibi oldu. LMP1 kategorisinden çıkan Porsche, daha önce bu kategoride yarışmak için gereken homologasyon araç sayısı kadar 911 GT1'i üretmiş olsa da bu defa FIA, homologasyon için yol aracı üretimini zorunlu kılmamıştı.

Yine de Alman üreticinin tasarım ekibi işe koyuldu ve turbo besleme ve hibrit desteğe sahip V4 motorun toplamda 900 beygir üretebilen paketi bir yol aracına aktarıldı. Aslında aks mesafesi dahil birçok boyutu yarış aracıyla aynı olan bu konsept tam olarak yolda gezen yarış otomobili olabilirdi.

918 RS'in temellerinde ne olduğunu anlamak için ismina bakmamız yeterli. 918 Spyder'ın başarısı ardından bu modelin pistlere özel bir versiyonunu geliştirmeyi düşünen Porsche, 918 RS ile otomobilin tasarım işini bitirmiş.

Bir Porsche'den çok Pagani atölyesinden çıkmış gibi duran konseptin her köşesinde tur zamanını iyileştirecek detaylar göze çarpıyor. Özellikle arka kısımda yer alan dev difüzör, çamurlukların üzerine eklenen kanatçıklar ve üstten sabitlenmiş, seviye ayarlı spoiler bu kısımda öne çıkan detaylar.

12 Kasım 2020 Perşembe

Ford E-Transit


Elektrikli otomobiller her geçen gün farklı segmentlerde beliriyor. Bineklerin ardından ticarilere de zıplayan elektriklenme Ford'un efsanevi ticarisi Transit'i de sonunda buldu. Karşınızda Türkiye ve A.B.D.'de üretilecek E-Transit.

Dışarıdan bakıldığında tasarımında bir değişiklik olmadığı görülebilen aracın ön panjurunda yer alan mavi renkli şeritler ve marka logosu altına gizlenen kablo girişi kendisini belli etmesini sağlıyor. İç mekanda da daha büyük bir dokunmatik ekran ve çevirmeli vites selektörü dikkat çekiyor.

Farklı gövde tiplerine sahip olacak E-Transit, van modellerde 1.616, kamyonet seçeneklerdeyse 1.967 kg yükleme kapasitesi sunacak. 269 beygir güç, 430 Nm tork sunabilen elektrik motoru 67 kWh kapasiteli bataryalarla beslenen araç 350 km menzil sunabiliyor. Bu bataryalar, 115 kW hızlı şarj özelliği ile 34 dakika içinde %15’ten %80 kapasiteye şarj edilebiliyor.

Porsche Vision E ve Vision 920


Porsche'nin yeni gün yüzüne çıkan gizli konseptlerinde yeni bir sayfadayız. Bu sefer konseptlerin en çılgın tasarıma sahip olan ikilisini inceliyoruz. Sadece pistler düşünülerek ortaya çıkarılmış bu iki araç ne yazık ki asfalta dokunamadan rafa kalktı.

Markanın Vision E olarak adlandırılan çalışması uzun süredir karşımıza çıkan Gran Turismo konseptlerini andıran nitelikte. Dört köşeye yerleştirilen tekerlekler dev jantlara sahip. Ayrıca gövde, büyük bir aerodinamik çalışmayı andırıyor. LED aydınlatma grubu farklı yerlere gizlenirken fanus biçimli kokpit aracın ortasında yer alıyor.

Porsche'nin LMP1 kategorisini terk etmesinin ardından boş durmak istemeyen Porsche Design, başarılı yarış aracı 919'un takipçisini ortaya çıkarmak için kolları sıvadı. Bunu yaparken akıllarında hem yollara çıkabilecek bir hiper otomobil hem de bir yarış otomobili bulunan takım ortaya Vision 920'yi çıkardı.

Yine etkileyici aerodinamik donanımlara sahip olduğu görülen konsept, Vision E'den çok daha sade duruyor. Önde açıkta bırakılan süspansiyon sistemi, merkezi oturma pozisyonu ve çift katlı difüzörle çok dinamik görünen otomobilde geniş bir spoiler ve tek bijonlu jantlar dakullanılmış.

Ferrari SF90 Spider


Ferrari'nin üzeri açılan modellerine bir yenisi eklendi. Geçtiğimiz yıl tanıtılan SF90, havaların soğumaya başladığı şu günlerde Spider versiyonuna kavuştu. Böylece İtalyan markanın 1.000 beygir gücünde bir roadster seçeneği olmuş oldu.

Tasarımında fark edilebilir bir değişiklik bulunmayan otomobilin ağırlığı, tavan mekanizması nedeniyle 100 kg artmış. Bu arada sert tavan 14 saniyede açılıp kapanabiliyor. İç mekanda da tek değişim, ara konsola eklenen tavan kumandaları gibi görünse de Ferrari, A sütununu incelterek ön camın açısını artırmış. Tavan çizgisi 20 mm alçalan aracın kokpiti de ileriye alınmış.

Kaputu altında çift turbo beslemeye sahip, 4 litre hacimli bir V8 barındıran otomobil bu üniteden 780 beygir güç alabiliyor. 220 beygir güç üretebilen üç elektrik motoruyla karma kullanımda 1.000 beygir güç, 900 Nm tork elde ediliyor. Dört tekerlekten çekişli araç 8 ileri vitesli, çift kavramalı, yarı otomatik şanzımanla donatılmış.

0'dan 100 km/s sürate ulaşması 2.5 saniye süren SF90 Spider, 0'dan 200 km/s sürate 7 saniyede ulaşabiliyor. Maksimum sürat 340 km/s üzerinde. Ayrıca Assetto Fiorano paketinde daha bol kullanılan karbon fiber ve titanyum sayesinde 21 kg hafifleme sağlanıyor. Bu paketle birlikte Michelin Pilot Sport Cup 2 lastikler ve çift gövde rengi alınabiliyor.

Porsche 906 ve 917 Living Legend


Porsche'nin gizli kamış konsept ailesini tanımaya devam ediyoruz. Bu sefer konuğumuz, iki efsanevi Le Mans aracının ismini taşıyan 906 ve 917. Her iki aracın da isminde yer alan "Living Legend" eki, konseptlerin marka için önemini ortaya koyuyor.

60'lı yıllarda dayanıklılık yarışlarında boy gösteren ilk Porsche 906, aynı konseptinde olduğu gibi düşük bir burun yapısına ve köşeleri belli eden yüksek çamurluklara sahipti. Bombeli kokpit tasarımını da klasik modelle paylaşan konseptin arka bölümü çok daha modern bir duruşa sahip.

Dik yerleşime sahip LED stoplar güncel Porsche modellerinden hiçbirini andırmasa da aracın bazı detayları kendisine Taycan'da yer bulmuş. Örneğin hava girişlerine gömülen LED farlar ve gövde rengi detaylara sahip jantlar seri üretim modelde karşımıza çıkıyor.

Gelelim 917 Living Legend'a. Şu anda 19 Le Mans galibiyetiyle bu alandaki rekoru elinde bulunduran Porsche'nin yarışta birinci gelen ilk otomobili 1970 yılında bir 917 olmuştu. Bu aracın renklerine boyanıp kapı numarası verilen konsept ise 2013 yılında markanın LMP1 kategorisine katılmasıyla hazırlanmaya başlamış.

918 Spyder temelleri üzerine geliştirilen otomobilin farları bu aracınkileri andırırken jantlar doğrudan kendisinden alınmış. Arkaya doğru agresif bir biçimde alçalan konsept bu sayede büyük spoilerini çok belli etmeden taşıyabiliyor. Çift egzoz çıkışıysa aşağıya alınmış.

Renault Kangoo ve Express


Renault'nun 13 yıldır küçük güncellemelerle ürettiği Kangoo modeli sonunda yenileniyor. Üstelik 3. nesil Kangoo, 1997 yılında yerini aldığı Express model adını da beraberinde getirecek. Aracın yapısındaysa önemli yenilikler sunuluyor.

Eskisinden çok daha köşeli bir yze sahip olan Kangoo'nun LED farları, kromajlı panjuru ve küçük LED sis farları binek Renault modellerini aratmıyor. B ve C sütunları siyaha boyanan aracın arka kısmındaysa eskisinden çok daha kısa tutulan LED stoplar bulunuyor. Aracın ana hatlarının, geçtiğimiz yıl tanıtılan Kangoo ZE konseptine benzemesi rastlantı değil.

Kangoo'nun sunduğu iki büyük yenilik var. Bunlardan ilki, B sütunu bulunmayan yan yükleme kapısı. Bu sayede 1.41 metrelik bir açıklığa sahip olan yan bölümden iç mekana ulaşılabiliyor. Katlandığında zeminle eş yükseklikte olan ön yolcu koltuğu da ikinci akılcı çözüm. Bu arada standart Kangoo'nun yükleme hacmi 3.3 ile 3.9 metreküp arasında değişirken uzun aks mesafeli araçlarda hacim 4.2 ile 4.9 metreküp arasında.

İç mekanı da markanın binek modellerini aratmayan Kangoo'da bu bölümde de daha köşeli çizgiler kullanılmış. Orta konsolun üsr kısmına yerleştirilen dokunmatik ekran ve köşeli havalandırma ızgaraları haricinde Clio'da da kullanılan direksiyon simidi ve gösterge paneli dikkatlerden kaçmıyor.

Gelelim Express'e. Büyük ihtimalle Dacia Dokker olarak da anılacak olan otomobilin görünümü Kangoo'dan farklı. Daha küçük farlar ve daha basit bir tasarıma sahip ön tampon haricinde Dokker'ın öne çıkan B ve siyah renkli C sütunlarına sahip araç siyah renkli yan korumalara sahip ve daha yüksek yapılı.

İç mekanında da farklılıklar olan Express'in dokunmatik ekranı daha aşağıya alınmış ve orta havalandırma ızgaraları birleştirilmiş. Vites kolu da tabana alınan modelin ön yolcu ilerisinde yer alan konsol kısmı da daha basit tasarımıyla öne çıkıyor.

Motor seçenekleri henüz açıklanmayan Kangoo'da Renault'nun binek modellerinde de kullanılan benzinli ve Diesel ünitelerin kullanılması sürpriz olmayacak. Ayrıca güncel modellerde olduğu gibi yeni nesil Kangoo'nun da elektrik motorlu seçeneği bulunuyor.

Porsche Vision 916 ve Vision Spyder


Porsche'nin gizli konseptlerini tanıtması sonrasında başladığımız liste devam ediyor. Sırada iki küçük sporcu var. Araçlardan biri tamamen elektrikli, diğeriyse tarihin en ünlü Porsche modellerinden bir tanesine göndermeler yapıyor.

2016 yılında ortaya çıkan Vision 916, klasik 916'nın ismini taşıyor olsa da görünümü çok daha şık. Yuvarlak hatlara sahip, alçak yapılı otomobil, dev jantlar ve bu jantlara uygun şişkin çamurluklarla dikkat çekiyor. Her iki tamponunda da sofistike aerodinamik elemanlar bulunan konsept dört elektrik motoruna sahip.

İkincis konseptse James Dean'in 550 Spyder'ına göndermelerle dolu. "Little Bastard" takma isimli bu aracın ardından gelen konsepte "Little Rebel" takma adını uygun gören Porsche, klasik aracın modern bir yorumunu ortaya koymuş.

550'nin aksine köşeli hatlara sahip olan otomobilin önünde küçük bir cam yer alsa da tavanı bulunmuyor. Geniş hava girişlerine sahip ön tamponunda yer alan "551" armasıyla da 550'nin takipçisi olduğunu belli eden konseptin üzerinde görülen 131 sayısı da Dean'in aracında kullanılan 130'un takipçisi.

Porsche 904 ve Le Mans Living Legend


Porsche'nin geçmiş konseptlerini tanıtma serimize devam ediyoruz. bu sefer sırada "Living Legend" olarak adlandırılan ikili var. İkisi de küçük spor otomobiller olan bu konseptler tanıdık temellere sahip.

2014 yılında Volkswagen'in XL Sport konseptini tanıtması birçok markayla birlikte Porsche'nin de dikkatini çekmiş. Hatta markanın tasarım birimi, karbon monokok şasiyle donatılan bu aracı o kadar sevmiş ki kendisi üzerine bir konsept bile geliştirmiş.

Kompakt yapısıyla dikkat çeken otomobil, Volkswagen logolu kardeşinde olduğu gibi yukarıya doğru açılan kapılara sahip. Arka bölümü bu otomobilinkinden daha yüksek olsa da yine damla formunu koruyan 904'ün daha geniş çamurlukları ve difüzörün kenarlarına alınan çift egzoz çıkışı dinamik bir duruş sağlamış.

Şu sıralar 718 Cayman modeli Alpine A110 ile karşılaştırılan Porsche aslında 2016 yılında bu otomobilin karşısına daha çok yakışacak bir model üzerinde çalışmış. Le Mans Living Legend isimli konseptini Boxster temelleri üzerine geliştiren Alman üretici ortaya çok şık bir konsept çıkarmış.

Yukarıya doğru açılan kapılarla donatılan otomobil 911'in ön görünümüne sahip. Burada kullanılan sis farlarıyla Alpine'e göz kırpan model, yolcuların arkasına yerleştirilen motoru soğutmak için tavan ve yanlarda hava girişleri sunuyor.

Yüksek sayılabilecek arka bölümünde çift camlı bir tasarım benimseyen Porsche, seviyesi ayarlanabilir spoiler ve güncel 911 modellerine göndermeler yapan LED stoplarla marka yazısını bu araçta kullanmış. Ayrıca merkeze yakın yerleştirilen egzoz çıkışları da aracın dinamik yapısını pekiştirmiş.

Porsche 911 ve Macan Vision Safari


Porsche, uzun süredir gizli saklı kalan konseptlerini birden bire herkesle paylaşmaya karar verdi. Markanın birçok farklı modelini temel alan bu tek örnek araçlar arasında iki tanesi arazide yarışmak için hazırlanmış.

2012 yılında, 991 kodlu 911 temelleri üzerine geliştirilen 911 Vision Safari, aracın 70'li yıllarda Safari rallisinde kaydettiği başarıları kutlamak amacıyla geliştirilmiş. Yükseltilmiş süspansiyon sistemi, kalın yanaklı lastikler ve genişletilmiş çamurluklara sahip olan modelde büyük sabit spoiler, dörtlü egzoz çıkışı, difüzör ve bütün gövde parçalarının alt bölümüne eklenmiş korumalar dikkat çekiyor.

Port bagaj raylarına da sahip olan bu 911 konsetinin tavanında LED spotlar yer alıyor. Ayrıca ön tampona da sis farları eklenmiş. Ralli kokan iç mekana eklenen ilginç detaylardan birisi de yolcuların kaskları içerisine hava yönlendiren ve motor soğutma sisteminin pervanelerini kullanan serinleme aparatı.

Vision Safari armasını kullanan ikinci konseptse Macan temelli. Yine genişleyen çamurluklar ve daha bütük lastiklerle karşımıza çıkan araç aslında birebir boyutlu bir model. Üç kapılı gövdeye sahip olan bu özel Macan'da ön çamurluklar arkasına açılmış hava çıkışları, tavana eklenen spotlar, metal depo kapağı, hemzemin kapı kolları ve büyük spoiler gibi detaylar göze çarpıyor. Bu konseptse 2013 yılında ortaya çıkmış.

Audi RS6 GTO


Audi, sürpriz bir şekilde çılgın görünümlü bir konsept araçla karşımıza çıktı. RS6 temelleri üzerine geliştirilen otomobil 1989 Audi 90 Quattro GTO'ya göndermeler yapan bir dış görünüme sahip.

GTO konseptiyle RS6 tam bir yarış otomobiline dönüşmüş. Modelin yenilikleri arasında dev bir hava girişine sahip ön tampon, kırmızı şeritle öne çıkarılmış splitter, kaputa eklenen hava çıkışları, genişletilen ön çamurlukların arkasına açılmış hava çıkışları, büyük spoiler, difüzör ve arka tampon altına eklenmiş aydınlatmalar bulunuyor.

Aracı 30 yıl öncesinin IMSA yarışçısına benzeten asıl detaylarsa arka tekerleklerin önüne alınan egzoz çıkışları ve çıkıntı yapan, tek bijona sahip jantlar. Bu jantlar, eski araçta daha da derin bir görünüme sahip olarak sunulmaktaydı. Ayrıca egzoz çıkışları da ön lastiklerin arkasına daha yakındı.

İç mekanı da pist yarışları için modifiye edilmiş olan konseptin iç mekanında karbon fiber yarış koltukları, 6 noktadan bağlantılı emniyet kemerleri, tam boy takla kafesi, arka koltuk iptali ve bardaklıkların yerini alan kumanda düğmeleri görülebiliyor.

11 Kasım 2020 Çarşamba

BMW iX


2000'li yılların başında elektrik motorlu otomobillerin tasarımları, markaların diğer modellerinden çok farklıydı. Günümüzde birçok üretici bu akımın tersine doğru yol alıp daha sade duran elektirkli modellerini piyasaya sürse de BMW bambaşka bir yolda ilerliyor.

Markanın, kendi platformuna sahip ilk elektrikli SUV modeli iX'in köşeli hatları, kendisini bir DS'e benzetmiş. İnce yapılı farlar ve büyük boyutlu, kapalı ön panjur, ön kısımda dikkat çekerken büyük jantlar ve ilginç bir şekilde tasarlanmış çamurluklar yanda en çok dikkat çeken ikili.

D sütunu çift parçalıymış gibi duran otomobilin kapı camlarında çerçeve bulunmuyor. Ayrıca kapı kolları da içerlek tasarıma sahip. Arka bölümde bir spoiler, ince uzun LED stoplar ve neredeyse hiç çıkıntı yapmayan bir tampona sahip olan modelde bir de difüzör kullanılıyor.

İç mekanda da bizleri sert köeşlerle karşılayan otomobilde iki kollu ve altıgen direksiyon simidi ilk dikkat çeken detay. Dijital gösterge tablosu ve büyük dokunmatik ekranın haricinde ince yapılı havalandırma ızgaraları, yüzer orta konsol, sabit kafalıklı ön koltuklar ve şeffaf kumanda elemanları gözlerden kaçmıyor.

Sunduğu bir çift elektrik motoru sayesinde dört tekerlekten çekişli olan iX'in teknik detayları henüz kesinleşmemiş olsa da aracın 500 beygir üzerinde güç üreteceği ve 0'dan 100 km/s sürate 5 saniyenin altında ulaşacağı kesinleşti. Ayrıca 100 kWh üzerinde kapasite sunacak bataryalar da araca 600 km üzerinde menzil verebilecek. Otomobilin 200 kW hızlı şarjı destekleyeceği de gelen bilgiler arasında.