11 Nisan 2014 Cuma
Jeep Cherokee ve Grand Cherokee
Moab Easter Jeep Safari sırasında tanıtılan araçlar Wrangler modelleriyle sınırlı değil. Markanın geçtiğimiz yıl tanıttığı yeni nesil Cherokee ve büyük kardeşi de araziye daha uygun bir şekil almış.
Cherokee Dakar konseptinde genişletilmiş çamurluklara yer veren Jeep yeniden tasarladığı ön tamponda sis farlarına yer vermemiş. 17 inç çaplı jantlarının büyük kısmı siyah olsa da ön panjur ve cam çerçevelerinde olduğu gibi bir kısmı kırmızıya boyanan aracın marşpiyeleri de yenilenmiş. Yükseltilen süspansiyon sistemi, büyüyen lastikleri ve incelen arka tamponuyla araziye daha uygun hale gelen konseptin arkasına bir de treyler çekme aparatı eklenmiş.
Daha sade bir tasarıma sahip olan Cherokee Adventurer'da da bu araca özel 17 inç çaplı jantlar kullanılmış. Marşpiyelerini Dakar konseptiyle paylaşan otomobilde konsept tavan bagaj taşıyıcısı görev yaparken alt kısmı traşlanan arka tamponda çekme aparatları ve egzoz sisteminin çift yuvarlak çıkışı dikkat çekiyor.
Grand Cherokee konseptine EcoDiesel Trail Warrior ismini veren Jeep aracın ön panjuru, 20 inç çaplı jantları ve yan aynalarını siyaha boyarken aydınlatma grubunu da karartmış. Süspansiyon istemi yükseltilen araçta önceki konseptlerde kullanılan çekme seti ve tavan bagaj sepeti de görev yapıyor.
Scion xB Release Series 10.0
Belirli aralıklarla modellerinin özel seri versiyonlarını tanıtan Scion 2014 New York otomobil fuarını fırsat bilerek xB'nin Release Series 10.0 isimli modelini sergileyeceğini duyurdu. 1.500 örneği bulunacağı açıklanan aracın başlangıç fiyatı 20.420 Dolar.
Otomobilde sunulan Electric Quartz isimli gövde rengi farklı açılardan bakıldığında açık yeşille mor arasında değişen tonlara bürünürken jant kapakları da bu versiyona özel. Donanımına geri görüş kamerası eklenen aracın arkasında, yere Scion logosu yansıtan bir projektör bulunuyor.
İç mekana geçildiğinde ışıklandırmalı kapı eşik kaplamaları, özel paspaslar, piyano siyahı kaplamalar ve ön kol dayanağının altına yerleştirilen kablosuz şarj noktası dikkat çekerken sürücü ve ön yolcu ayak bölümüne de aracın özel seri ismi ve serinin kaçıncı modeli olduğunu belirten projektörler eklenmiş.
10 Nisan 2014 Perşembe
Jeep Wrangler
Jeep, her yıl olduğu gibi 2014 yılında da Moab Easter Jeep Safari için hazırladığı konseptleri tanıtmaya başladı. Mopar aksesuarlarıyla farklılaştırılan araçlar arazi kabiliyeti zaten başarılı olan Wrangler'ı bu konuda birkaç kademe iyileştirmiş.
Wrangler Maximum Performance ismini alan konsept mavi gövde rengiyle dikkat çekiyor. Siyah renkli, kısaltılmış çamurluklar, ek hava çıkışlarına sahip kaput, karartılmış farlar, siyah ön panjur, kısaltılmış tamponlar, vinç, bull bar, 17 inç çaplı jantlar, 37 inç çaplı arazi lastikleri, farklı yakıt deposu kapağı, stop korumaları ve ön cam üzerine yerleştirilmiş LED spotlar gibi donanımları dikkat çeken aracın süspansiyon sistemi 10 cm yükseltilirken diferansiyellerden şafta kadar yürüyen aksamın her noktası güçlendirilmiş.
Bir diğer 5 kapılı Wrangler konsepti olan MOJO'da branda tavan ve yarım boy kapılar görev yaparken aksesuarlar arasında kısaltılmış gövde rengi çamurluklar, 17 inç çaplı jantlar, 37 inç çaplı lastikler, güçlendirilmiş tamponlar, vinç, karartılmış farlar, ek hava çıkışlı kaput, özel grafikler ve stop korumaları bulunurken bu aracın da altyapısı neredeyse tamamen yanilenmiş. MOJO'nun süspansiyon sistemindeki yükselme 5 cm.
Üç kapılı Wrangler temelli Level Red konseptinde de akslardan diferansiyellere kadar tamamen yenilenmiş yürüyen aksam kullanan Jeep bu araçta 17 inç çaplı jantlarla birlikte 35 inç çaplı lastikler kullanmış. 5 cm yükseltilen süspansiyon sisteminin yanında geniş fakat güçlendirilmiş tamponlar, vinç, farklı bir egzoz sistemi, ön sis farları ve stop korumaları dikkat çekiyor.
Bugatti Veyron 16.4 Grand Sport Vitesse Black Bess
Veyron'un 6 özel versiyona sahip olacak Légendes de Bugatti serisinde sona yaklaşılıyor. Yine 3 adet sınırlı üretime sahip olacak araçta bu sefer Type 18 "Black Bess" olarak tanıdığımız otomobilin ismini görüyoruz.
1912 yılında Ettore Bugatti'nin pilotajında Mont Ventoux tırmanma yarışını kazanan Type 18 yaklaşık 100 beygir güç üretebilen 5 litre hacimli motoruyla 160 km/s maksimum sürate ulaşabiliyordu. Toplam 7 örneği üretilen otomobilin bir örneği de Fransız pilot Roland Garros'ta bulunuyordu. Daha sonra bir İngiliz yarış atının adı olan Black Bass'i alan bu Type 18 yok olmamış üç örnekten birisi.
474 şasi numarasına sahip olan otomobil 1913 yılında Garros'a teslim edilmiş. 101 yaşında olan kardeşinde olduğu gibi gövdesi siyah renkli olan Veyron'un bazı gövde parçaları 24 ayar altınla kaplanmış. Jantları da siyah renkli olan aracın fren kaliperleri kırmızı renkli.
İç mekanda da bazı parçaların altın kaplandığı görülürken emniyet kemerleri ve direksiyon simidi kırmızı renkleriyle dikkat çekmekte. Kapı eşiklerinde özel Légendes de Bugatti eşikleri kullanılan Veyron Black Bess'in şaft tünelinin kenarlarında da ait olduğu serinin imzası bulunuyor.
Otomobilin asıl dikkat çeken özelliğiyse kapı içleri ve koltukların arasında görülebilen grafikler. Deri üzerine özel bir mürekkeple elle boyanan bu grafiklerde orijinal Type 18 ve Roland Garros'un uçağı Morane Saulnier Type H resmedilmiş.
Kaputu altında yenilik bulunmayan bu Veyron Grand Sport'ta da dört adet turbo beslemeye sahip 8 litre hacimli w16 motor görev yapıyor. 1.200 beygir güç, 1.500 Nm tork üretebilen araç dört tekerlekten çekiş sistemi ve 7 ileri vitesli yarı otomatik şanzımana sahip.
Peugeot Exalt
Fransız üreticilerin büyük fuarlarda dikkat çekici konsept tanıtma alışkanlıkları devam ediyor. Bu yıl Pekin'de sergilenecek olan hibrit araçlardan olan Exalt, daha önce Auto Show'a da gelen Onyx'in devamı niteliğinde.
4.7 metre boya ve 1.31 metre yüksekliğe sahip olan otomobilin boyanmamış gövdesi elde şekillendirilirken bazı parçalar köpekbalığı derisine benzer bir kumaşla kaplanmış. Sportif görünümlü ön kısımda 3 boyutlu ızgara ve LED farlarla birlikte geniş hava girişleri yanlara yerleştirilen ön tampon dikkat çekerken kaput ve yan kısımda görülen dalgalanmalar daha kaslı bir duruş yaratmış.
20 inç çaplı jantlarla donatılan konseptin yan camlarında çerçeve bulunmazken B sütunu da iptal edilmiş. İnce yapılı yan aynaları da dinamik görünen otomobilin arka kısmında tamponun ortasına kadar inen bagaj kapağı, ince splitter, çift egzoz çıkışı ve şık görünen LED stoplar dikkat çekiyor.
İç mekanı bir konsepte yakışır özellikler sunan araçta havada asılı duruyormuş gibi görünen dört koltuk kullanılmış. Oval direksiyon simidinin arkasında üç boyutlu gösterge tablosu dikkat çekerken parlatılmış metal düğmeler ilginç görünüyor. Yer yer karbon fiber kaplamaların da kullanıldığı iç mekanın en çok dikkat çeken parçasıysa elde işlenmiş ahşap kaplamalar.
Kaputu altında da geleceğe yakışır bir ünite barındıran otomobilin turbo beslemeye sahip 1.6 litre hacimli benzinli motoru RCZ R'da da görev yapıyor. 270 beygir güç, 330 Nm tork üretebilen motor gücünü ön aksa, 6 ileri vitesli otomatik şanzımanla aktarırken 70 beygir güç üretebilen elektrik motoru gücünü arka aksa aktarıyor.
Ram Power Wagon
Yaz aylarına yaklaştıkça Amerikan merkezli üreticilerin büyük pick up tanıtımları da hızlanıyor. Modaya uyan firmalardan birisi de Dodge'un alt markası Ram oldu.
Pick up modellerinin en sportif versiyonunu daha da güçlendirdiğini açıklayan Ram'in 2500 Heavy Duty 4x4 Crew Cab temelli bu aracı kromajlı tampon ve 17 inç çaplı jantlar, standart olarak sunulan ön vinç, kırmızı şeritlere sahip büyük ön panjur, siyah zeminli farlar, özel gövde grafikleri, yükseltilip güçlendirilmiş süspansiyon sistemi ve 33 inç çaplı arazi lastikleri gibi donanımlara sahip.
İç mekanı çok daha sade görünen araçta 3 kollu, çok fonksiyonlu direksiyon simidi, gösterge tablosu ortasında büyük ekran, katlanıp düz bir zemin oluşturan arka koltuklar ve orta konsolda büyük bir dokunmatik ekran bulunuyor.
Hacmi 6.4 litreye çıkan v8 motoru 410 beygir güç, 582 Nm tork üretebilen Power Wagon 6 ileri vitesli otomatik şanzıman ve dört tekerlekten çekiş sistemine sahip. Kulağa komik gelecek ama yakıt tüketimini düşürebilmek için silindir sırası deaktivasyonuyla da donatılan aracın fiyatı 45.690 Dolar'dan başlıyor.
9 Nisan 2014 Çarşamba
Mercedes-Benz Concept Coupe SUV
BMW X6'nın piyasaya çıkmasının ardından renklenen SUV pazarına aynı yolu izleyen bir başka model daha eklenecek. Mercedes yıldızına sahip olacak bu aracın konsept hali Pekin'de tanıtılacak ve büyük bir ihtimalle MLC Serisi ismiyle seri üretime alınacak.
Henüz sadece tek fotoğrafı paylaşılmış olan otomobilin LED far grubu ve ön panjuru GLA Serisi'ni andırırken şişkin çamurluklar, 22 inç çaplı jantlar, ince bağlantılara sahip yan aynalar, yan basamaklar, gizlenmiş kapı kolları, büyük hava girişlerine sahip ön tampon ve bombeli bir şekilde alçalan tavan sportif bir duruş sergilemiş.
Arka bölümü genel tasarımdan çok daha yuvarlak hatlı olan konseptin bu bölümünde S Serisi Coupé'de olduğu gibi bir kontrast kullanılmış. Çift egzoz çıkışıyla donatılan otomobilin LED stopları arka bölümü boydan boya sarmış.
Kaputu altında çift turbo beslemele sahip, 3 litre hacimli bir benzinli v6 bulunan araç 333 beygir güç, 480 Nm tork üretebiliyor. Adaptif süspansiyon sistemi ve dört tekerlekten çekiş sistemiyle donatılan konseptte bir de 9 ileri vitesli otomatik şanzıman kullanılmış.
Chevrolet Silverado High Country HD
Vergi yükleri yüzünden Türkiye'de düşünülmesi pek mümkün olmasa da A.B.D.'de oldukça popüler araçlar olan pick up modelleri üzerinde yapılan geliştirme çalışmaları dur durak bilmiyor. Son olarak Chevrolet, 2500 ve 3500 Heavy Duty serisi araçları için lüks bir donanım paketi hazırladığını duyurdu.
Daha önce Silverado 1500 için tanıtılan paketle birlikte bol bol kromaja sahip olan aracın ön ve arka tamponları gövde rengine boyanırken yan basamaklar, ön ve arka park sensörleri, High Country logoları ve kromajlı 20 inç çaplı jantlar standart donanıma eklenmiş.
İç mekanda da kahverengi deri döşeme, ısıtmalı ve havalandırmalı ön koltuklar, Bose ses sistemi ve 8 inç büyüklüğünde dokunmatik ekran standart olarak sunulurken arka koltuk eğlence sistemi, navigasyon, açılır tavan, ısıtmalı direksiyon simidi ve yüksekliği ayarlanabilir pedallar opsiyonel donanımda.
Kaputu altında bir farklılık sunmayan yeni donanım seviyesinde 6 litre hacimli benzinli ve 6.6 litre hacimli turbo Diesel seçenekler bulunuyor. İkisi de 8 silindire sahip olan ünitelerden benzinli olan 360 beygir güç, 515 Nm tork üretebilirken Diesel motor 397 beygir güç, 1.040 Nm tork üretebiliyor.
Bentley Hybrid Concept
Son yıllarda sayıları iyice artan hibrit araçlara yakında yenileri eklenecek. İlk örnekleri şehir trafiğinde daha az yakıt tüketme amacında olsa da günümüzde markaların en sportif modelleri olabilen hibrit otomobiller şimdi de süper lüks sınıfta kendilerini kanıtlamaya çalışacak.
Bentley tarafından ön tanıtımı yapılan hibrit araç büyük sedan Mulsanne temelleri üzerine geliştirilmiş. Dış görünümünde büyük bir farklılık olmayan otomobilin bakır renkli süslemeleri fren kaliperlerinde de kendilerini gösterirken 21 inç çaplı jantlar da sportif görünüme katkı sağlıyor.
İç mekanda da kumanda elemanları ve gösterge tablosunda kullanıldığı görülebilen bakır haricinde gösterge tablosuna eklenen güç göstergesi ve orta konsola eklenen batarya şarj göstergeleri en büyük farklılıkları oluşturuyor. Büyük sedanın vites kolunun yanında yer alan sürüş modu selekörüne elektrik modu da eklenmiş.
Teknik detayları henüz açıklanmayan aracın 6.75 litre hacimli v8 motoru, elektrik motoryla birlikte yaklaşık %25 daha fazla güç üretebilirken emisyon verilerinde %70'e varan düşüş gözlemlenebilecek. Aracın elektrik motoruyla menzilinin en az 50 km olacağını açıklayan Bentley ilk hibrit aracının da 2017 yılında piyasaya sürülecek olan SUV modeli olacağını açıkladı.
8 Nisan 2014 Salı
Cam Shaft Cooper S
Yeni nesil MINI modelleri geçtiğimiz yıl tanıtılmış olsa da eski araçlar üzerinde yapılan çalışmalar durmuyor. Modifikasyon paketlerinden birisi de Cam Shaft ve PP-Performance tarafından sunulmakta.
Gövde üzerinde yapılan değişiklikler uygulanabilen farklı folyolarla sınırlı olan otomobilde hafifletilmiş 17 inç çaplı jantlar, yenilenmiş egzoz sistemi ve KW imzası taşıyan süspasniyon sistemi kullanılmış.
Detaylı performans verileri açıklanmayan aracın turbo beslemeye sahip 1.6 litre hacimli motorunun 240 beygir güç üretebildiği belirtilmiş.
6 Nisan 2014 Pazar
Citroën c-Quatre VTS
Citroën'in Çin pazarına özel modellerinden c-Quatre sportif görünümlü bir versiyona kavuştu. Avrupa'da olduğu gibi VTS ekiyle tanınacak olan otomobil çok daha iddialı görünüyor olsa da kaput altında bir yenilik bulunmuyor.
Daha sportif görünen ön tamponunda ek hava girişleri ve LED aydınlatmalar dikkat çekerken ön panjur altına kırmızı bir şerit çekilmiş. Kaputun yanlarında da havalandırma çıkışı gibi görünen parçalar ekleyen Citroën jantlarıysa değiştirmemiş.
Yan etekleri çok daha büyük olan c-Quatre VTS'in kapılarına da kırmızı grafikler ve "Sport" logoları eklenmiş. Arka bölümünde büyük bir spoiler, difüzör görünümlü eklentiler ve dört çıkışlı egzoz sistemi göze çarparken iç mekanda VTS logolu paspaslar ve kapı eşik kaplamaları bulunuyor.
Kaputun altında bir sürpiz sunmayan Fransız üretici 2 litre hacimli benzinli üniteden 147 beygir güç alıyor.
Hyundai i10 1.0 Style LPG
Geçtiğimiz yıl yeni nesil modellerine kavuştuğumuz minik hatchback Hyundai i10'un ilk testini 2013 yılının sonuna doğru yayınlamıştım. 1 litre hacimli motor ve giriş donanımıyla donatılan otomobilin ardından sıra aynı aracın LPG ile de çalışabilen versiyonuna geldi. Sürekli artan yakıt fiyatları karşısında müşteriye daha bol alternatif sunan Hyundai i10 LPG'yi de ailenin diğer üyeleri gibi Türkiye'de üretiyor.
Dış Mekan
Hyundai'nin giderek daha da köşeli hale gelen dış tasarımlarına i10 ile bir yenisi eklenmiş. Asya merkezli otomobil üreticilerinin yuvarlak hatlarından Avrupalıların keskin çizgilerine geçiş yapan otomobilin bu halinde Avrupalı tasarımcıların katkısı büyük. Sinirli bir görünüme sahip ön kısımda köşeli farlar ve tamponda yer alan altıgen hava girişi dikkat çekerken kalınlaştırılmış yan koruma çıtaları, küçük stoplar ve tamponlarda bulunan arka sis farları gözden kaçmıyor.
Giriş modelde kullanılan siyah renkli yan aynalar ve kapı kolları yaratılan kontrast sayesinde kötü görünmeseler de 14 inç çaplı sac jantlar ve bunları kaplayan jant kapakları için aynı şeyi söylemek güç. Kısa tampon tekerlek mesafelerine sahip olan i10'un bagaj kapağının üst kısmı da küçük bir spoiler şeklinde tasarlanmış. Arka sis farları tampona entegre edilen aracın tasarımında, yakıt olarak LPG kullandığını belli eden tek şey bagaj kapağında yer alan "Blue" logosu. LPG dolumunun depo kapağı altından yapılması da modelin avantajları arasında sayılabilir.
3.665 mm boya, 1.660 mm genişliğe ve 1.500 mm yüksekliğe sahip olan aracın aks mesafesiyse 2.385 mm olarak açıklanıyor.
İç Mekan
Güney Kore ziyaretim sırasında fark ettiğim şeylerden birisi de kardeş firmalar Hyundai ve Kia'nın ortak platform kullanan araçları arasındaki tasarım farklılığı oldu. Hyundai modelleri daha yuvarlak hatlara sahipken aynı araçların Kia logolu kardeşlerinde daha köşeli tasarımlar görmek mümkündü. Otomobile sportif bir hava katan bu tip detayların şık durduğunu Hyundai de görmüş olacak ki yeni nesil modellerde tasarım anlayışında açık bir yakınlaşma yaşanmış.
Kia Cee'd'den alınmış gibi duran direksiyon simidi ve Picanto'yu hatırlatan orta konsolu araca daha dinamik bir hava katarken gövde rengiyle uyumlu alınabilen döşemeler hem daha kaliteli hem de daha şık bir duruş sergiliyor. Kapı içlerinde araç büyüklüğüne göre geniş sayılabilecek cepler bulunuyor. Ön kapılarda yer alan ceplerin içine büyük şişeler bile sığıyor.
Merkezi kilitle dört elektrikli cam ve yan aynaların kumandaları şoför kapısına alınırken far yükseklik ve konsol ışıklandırma şiddeti ayarlarıyla ESP devre dışı bırakma düğmeleri direksiyonun soluna eklenmiş. Şık görünümlü direksiyon simidinin üzerinde ses sistemi ve yol bilgisayarının kumanda düğmeleri yer alırken gösterge tablosu, büyük karakterleri sayesinde rahatça okunabiliyor.
Sadece benzinle çalışan kardeşinden ufak tefek farklarla ayrılan iç mekanda dikkatli gözler, sol havalandırma ızgarası altında yer alan düğmeler arasında LPG'yi devreye sokup çıkaran butonu görebilir. İkinci yakıtın izlerini gösterge tablosuna da yansıtan Hyundai motor sıcaklık göstergesinin yerini LPG seviyesi göstergesine vermiş.
Orta konsolun iki yanında yuvarlak havalandırma ızgaraları yer alırken bu ikilinin arasında ses sistemi kumanda elemanları ve daha aşağıda yuvarlak yapılı havalandırma düğmeleri yer alıyor. Direksiyon simidinin yakınına yerleştirilen vites kolunun önünde bulunan büyük saklama gözünün üst kısmına USB ve Aux çıkışları ile 12 Volt elektrik soketi eklenmiş.
Ön koltuklar arasına iki bardaklık ve irili ufaklı saklama gözleri yerleştiren Hyundai bu bölüme de bir 12 Volt soketi eklemiş. Üç kafalığa sahip olan arka koltukların sırtlıkları katlanarak 252 litre hacimli bagaj büyütülebiliyor. LPG tankının stepnenin yerini alması sayesinde bagaj küçülmezken yedek lastiğin yerini tamir kiti almış.
Konfor
Hyundai'nin en küçük otomobilinin baz versiyonunda konfor aramak çoğumuzun aklımıza gelmese de aracın başarılı donanımı insanı sevindiriyor. Orta seviyeden biraz daha sert bir süspansiyon sistemine sahip olan i10'un 65 yanaklı lastikleri darbelerin iç mekana iletilirken sönümlenmesine yeterince yardımcı oluyor. Yolları belli vitesler yumuşak sayılabilecek debriyaj pedalı sayesinde kolayda değiştirilebiliyor.
Test aracım baz donanımlı olsa da ilk etapta insanın düşünebileceği çoğu donanıma sahipti. Style paketinde standart olarak dört elektrikli cam, elektrikli yan aynalar, klima, MP3 çalabilen, USB ve Aux girişlerine sahip ses sistemi, çok fonksiyonlu direksiyon simidi, yol bilgisayarı, yokuş kalkış desteği, lastik basınç ve vites değiştirme uyarıları sunuluyor.
Aşırı yumuşak olmayan süngerlere sahip olan koltuklar uzun yolculuklarda sorun çıkarmayacak yapıya sahipken arka kısımda sunulan diz ve baş mesafeleri dış boyutlar göz önünde bulundurulduğunda oldukça başarılı. Rüzgar sesi başarılı şekilde izole edilirken yol gürültüsü, yükselen süratle birlikte içeriye girmeye başlıyor. 3 silindirli motorun sesiyse beklediğimden çok daha iyi bir şekilde bloke edilmiş.
Sürüş
Minik i10'un direkiyonuna geçenlerin yüksek performans beklemesi pek mantıklı değil. 3 silindirli ve 1 litre hacimli motorun ürettiği 67 beygir güç ve 90 Nm tork bir tonun biraz üzerinde olan ağırlığa rağmen etkileyici bir ataklık sunmuyor. 5 vitesli manuel şanzımanın da bu durumda yapabileceği çok şey yok.
Asıl üzücü olansa i10'un daha yüksek performansı kaldırabilecek bir yapıda olması. Spektrumun sert tarafına alabileceğimiz süspansiyon sistemiyle, 175/65-14 ölçüsündeki ince yapılı ve kalın yanaklı lastiklerine rağmen başarılı bir denge sunan aracın ani manevralara verdiği tepkiler başarılı. Ön koltuklarda sunulan yan destekler de virajlarda vücudun savrulmasını engelleyebiliyor. Direksiyon sistemi şehir kullanımı öncelikli tutularak yumuşak olarak ayarlanmış olan i10'un gaz pedalı, güç eksikliği yüzünden çok çekici olmasa da fren ve debriyaj pedallarının dozlanması çok başarılı. Sportif araçlarda görev yapanlar gibi ayarlanan fren pedalı strok kullanımının başında güçlü bir frenleme sağlarken hafif sayılabilecek debriyaj pedalı da kavramayı dip pozisyonda yapıyor.
0'dan 100 km/s sürate 15.2 saniyede ulaşabilen otomobilin maksimum sürati de 153 km/s olarak açıklanıyor. Benzinli modelinde, ortalama hızlarda akan trafikte tüketiminin 5.5 litre/100 km seviyesine düşebildiğini gördüğüm aracın test ortalamasıysa 6.4 litre/100 km olmuştu. LPG'li kullanımda motor lk çalıştırıldığında benzin harcandığından ortalamalar zor hesaplansa da 27.2 litre hacimli LPG tankıyla 300 km'nin üzerinde ek menzil elde edilebiliyor. Sert kullanımla ben bile LPG deposundan 280 km menzil alabildim ki bu da 9.7 litre/100 km'lik tüketime işaret ediyor.
Fiyat/Donanım
Türkiye'de vergilerin her geçen gün daha da insafsız hale gelmesi i10 gibi minikleri de vuruyor. 2013 yılı sonunda fiyatı 28.490 TL olan en ucuz i10'un fiyatı 34.700 TL seviyesine yükselirken bu otomobilin otomatik şanzımanlı veya LPG'li versiyonu 38.000 TL'ye alınabiliyor.
Fiyatıyla hala ülkenin en ulaşılabilir otomobillerinden olan aracın standart donanımında elektrikli dört cam ve aynalar, CD ve MP3 çalabilen, USB ve Aux girişleri sunan ses sistemi, çok fonksiyonlu direksiyon simidi, klima, ESP, yokuş kalkış destek sistemi, lastik basınç uyarısı, yükseklik ayarlı hidrolik direksiyon, katlanabilir arka koltuk sırtlıkları, gövde rengiyle uyumlu döşemeler ve yol bilgisayarı bulunuyor.
Sonuç
Yeni nesil i10 ile küçük hatchback pazarında daha da güçlenecekmiş gibi görünen Hyundai bunun için sadece aracın tasarım ve donanım özelliklerine güvenmeyip alternatif yakıtlar üzerinde de çalışmış. Başarılı şekilde entegre edilmiş LPG tesisatıyla günlük kullanımda sadece benzinle çalışan versiyonundan farksız işlevselliğe sahip olan i10 1.0 LPG'nin biraz daha ucuz bir yakıtla çalışabilmesinin yanında ciddi ek menzil sunması da dikkat çekici.
Tasarım özellikleri sayesinde eskisinden çok daha tok bir görünüm sunan yeni nesil i10'un yürüyen aksamı da donanımı gibi başarılı. Sürekli artışta olan vergiler yüzünden yükselişte olan otomobil fiyatlarına ilaç gibi gelen modelin başarılı olması için bütün şartlar hazırlanmış durumda.
Fotoğraflar
Test sırasında çektiğim fotoğraflara buradan ulaşabilirsiniz.