8 Ekim 2013 Salı
Seat León 1.4 TSI FR
Geçtiğimiz haftalarda test ettiğim Toledo'nun ardından ikinci Seat testiyle karşınızdayım. Bu seferki araç birçok insanın sabırsızlıkla beklediği León. Markanın köşeli çizgilere sahip yeni tasarım anlayışını en iyi yansıtan modellerden olan León eski görünümünden uzaklaşsa da farklı stiliyle dikkat çekmeye devam ediyor.
Son yıllarda sürekli otomatik şanzımanlı araç test etmiş birisi olarak Seat'ın bu test aracında 6 ileri vitesli manuel şanzıman kullanmış olması güzel bir farklılık oldu. Yeni nesil DSG'yi León'un platform kardeşi Volkswagen Golf ve Beetle'da bol bol kullandıktan sonra manuel şanzımanı denemek de hoş bir değişim oldu.
Dış Mekan
Bir önceki nesil León'da dikkat çeken yuvarlak hatlar, yüksek yapı ve gizlenmiş arka kapı kolları yeni nesil araçta yerini köşeli hatlara ve daha alçak tasarlanmış bir gövdeye bırakmış. 4.263 mm boya sahip olan otomobilin genişliği 1.816, yüksekliğiyse 1.459 mm. León'un aks mesafesiyse 2.634 mm.
Ön kısmına bakıldığında keskin hatlar tamponda bulunan hava girişleriyle başlayıp farlarla devam ediyor. Petek tasarımına sahip ön panjur üzerinde FR logosu sunan León bu donanımda 17 inç çaplı jantlara da yer veriyor. LED sinyallerle donatılan yan aynaların tasarımı dikkat çekiciyken arka kapılarda artık standart açma kollarının kullanılması bu kısımda görünümün biraz daha standartlaşmasına neden olmuş.
Arka bölümde alt kısmı "V" şeklinde olan bagaj kapağı camı, Seat logosu şeklinde tasarlanan kapak açma kolu, LED stoplar, şık görünümlü bir tampon ve küçük bir spoiler dikkat çekerken egzoz çıkışı çiftli tasarıma sahip.
Bu arada bu tip şeyler üzerinde çok durmuyorum fakat C segmentinde bulunan bir otomobilde ilk defa sunulan tamamı LED farlar özellikle hava kararmaya başladığında otomobilin görünümünü oldukça farklılaştırıyor. Daha başarılı bir aydınlatma sağlamanın yanında elde edilen bu avantaj opsiyon fiyatının göz ardı edilmesini sağlayabilir.
İç Mekan
León'un değişimi iç mekanda da devam etmiş. Önceki nesilde görülen geniş ve kısa yapılı orta konsol yerini dik yerleştirilmiş standart bir bölüme bırakmış. Asimetrik tasarıma sahip havalandırma ızgaralarının arasına yerleştirilen dokunmatik ekran, ses sistemi ve yol bilgisayarıyla birlikte otomobilin farklı sistemlerinin kumandalarını da barındırıyor. Orta konsolda daha aşağıya inildiğinde Volkswagen ailesinin diğer modellerinden de tanıdık olan düğmeler ve havalandırma kumandaları göze çarparken en altta büyük bir kapaklı göz yer alıyor.
Yükseklik ve derinlik ayarlı, çok fonksiyonlu direkiyon simidinin alt kısmı düzleştirilmişken sportif dokunuşlar ibreleri 0 konumunda aşağıyı gösteren gösterge panelinde de devam ediyor. İki dairesel göstergenin arasına yerleştirilen yol bilgiyasarı, konfor donanımlarının yakıt tüketimine ne kadar yansıdığı dahil birçok veriyi sürücüyle paylaşıyor.
Direksiyon kolonunun sol kısmında far kumandalarıyla birlikte büyük sayılabilecek kapaklı bir göz bulunuyor. Elektrikli cam ve ayna kumandaları kapı içine ergonomik bir şekilde yerleştirilirken kapı kollarının tasarımı ailenin diğer üyelerinden farklı. Çok derin olmasa da dört kapısında da geniş gözler sunan León'un kapı eşiklerine yerleştirilen FR logoları hoş görünüyor.
Vites konsolu kalabalık olmayan otomobilin şık vites topuzunun arkasında el freni kolu ve iki bardaklıkla birlikte bir de 12 Volt soketi bulunuyor. Koltuklar arasında bulunan kol dayanağı ileri-geri hareket ettirilebilirken altında üç küçük göz yer alıyor.
Erişimi sorunsuz olan arka koltuklarda ara kol dayanağı sunmayan León'da üç adet kafalık ve bu bölüme özel çift hava kanalı bulundurması olumlu. Arka kapak üzerinde bulunan Seat logosu yardımıyla açılan bagaj kapağının ardında yer alan 380 litre hacimli bölüm asimetrik katlanabilen arka koltuk sırtlıkları sayesinde büyütülebiliyor.
Konfor
Yeni nesil León'da da eskiden olduğu gibi sportif bir donanımı belirten FR paketi aslında konfor için ilk seçenek olmasa da donanım seviyesi yolcuları memnun ediyor.
Elektrikli cam ve aynalar, çift bölgeli havalandırma sistemi, arka yolcular için de sunulan havalandırma ızgaraları, hız sabitleme sistemi, oldukça kapsamlı bilgiler veren yol bilgisayarı ve büyük boyutlu açılır tavan yolculukları kısaltan donanımlar arasında sayılabilir.
Sert olmayan debriyaj pedalı ve hafif kemikli yapısıyla yolları belli olan manuel şanzıman konfor ağırlıklı sürüşlerde sorun çıkarmazken koltukların sertlikleri özellikle uzun yolculuklar için uygun. Arka koltuklarda sunulan diz ve omuz mesafesi sınıf standartlarındayken tasarımın önceki nesile göre daha basık olması baş mesafesinde rahatsız edici bir gerilemeye neden olmamış.
Sertliği ortalamanın biraz üzerinde olan süspansiyon sisteminin 45 yanaklı lastiklerle birleşimi konfor açısından kulağa pek iç açıcı gelmese de normal yol şartlarında iç mekana rahatsız edici seviyede darbe iletilmiyor. Bununla birlikte sürüşün daha da yumuşamasını isteyenler daha geniş yanaklı lastiklere sahip Style donanımını seçebilir.
Sürüş
Seat León'un şimdilik Türkiye'ye gelen en güçlü versiyonu olan test aracım aynı zamanda en sportif donanım paketine sahip olduğundan bu bölümde başarılı olması sürpriz olmadı. Sportif ayarlı süspansiyon sistemiyle birleşen 225/45-17 ölçülü lastikler, dengeli ve tok yapılı gövde ile birlikte zevkli dakikalar geçirmenizi sağlıyor. Ağırlık değişimlerine dengeli tepkiler veren otomobil çok zorlandığında önden kayma eğiliminde olsa da ESP durumu kurtarmakta geç kalmıyor.
İç mekana geçildiğinde son derece başarılı yan desteklere sahip ön koltuklar ve düzleştirilmiş alt kısmıyla direksiyon simidi sportif sinyaller vermeye devam ediyor. Yolları belli ve hafif kemikli vitesler yumuşak debriyaj pedalıyla birleşince alınan zevk daha da artıyor. Orta konsolda yer alan küçük düğmeyi kullanarak sürüş modu spora alındığında gaz pedalına daha da hızlı tepki vermeye başlayan León'un çift çıkışlı egzoz sisteminden gelen ses de gücüne göre hiç fena sayılmaz.
Konu güçten açılmışken; Turbo beslemeye sahip 1.4 litre hacimli benzinli motor 140 beygir güç, 250 Nm tork üretebiliyor. Veriler çok etkileyici olmasa da üretildiği devir aralıkları ve otomobilin 1.156 kg'lık boş ağırlığı zevk veren bir kullanım sunabiliyor. 6 ileri vitesli manuel şanzımanıyla 0'dan 100 km/s sürate 8.2 saniyede ulaşabilen aracın maksimum sürati 211 km/s.
Devir bandının tamamında etkileyici bir performans sunan León'un yakıt tüketimi de haliyle bunu yansıtıyor. Aslında sakin kullanımda, sabit süratlerde 6 litre/100 km ortalamasının altına indirilebilen tüketim değeri performanlı kullanımda 9 litre/100 km'nin üzerine çıkıyor. Aşırı kısa süreli dur-kalk olmayan şehir içi sürüşlerde tüketim, Start/Stop sistemi sayesinde düşürülebiliyor.
Fiyat/Donanım
140 beygir güç üretebilen 1.4 TSI motor ve Style donanım seviyesiyle fiyatı 48.400 TL seviyesinden başlayan Seat León'un FR paketiyleyse fiyatı 53.400 TL.
Style paketiyle birlikte elektrikli cam ve aynalar, 16 inç çaplı jantlar, yol bilgisayarı, Bluetooth bağlantısı, çok fonksiyonlu direksiyon simidi, katlanabilir arka koltuklar, ABS, ASR, ESP, lastik basınç uyarısı, ön, yan ve perde hava yastıkları, deri direksiyon simidi, vites topuzu ve el freni kolu, ön kol dayanağı, hız sabitleme sistemi, arka koltuk havalandırma kanalları, yağmur sensörü, elektrokrom iç ayna ve ön koltuk arkası cepler gibi donanımlara sahip olan aracın bu paketi biraz daha konfora dönük.
Sportif bir karakter arayanlar için daha uygun olan FR paketindeyse 17 inç çaplı jantlar, LED stoplar, arka park sensörü, koyu arka camlar, çift çıkışlı egzoz sistemi, 8 hoparlörlü müzik sistemi, sertleştirilmiş süspansiyon sistemi, ön koltuklarda bel destek ayarı, alüminyum kapı eşik kaplamaları ve daha sportif görünümlü tamponlar yer alıyor.
Test aracında yer alan opsiyonel donanımlar ve fiyatlarıysa şu şekilde: Sürücü diz hava yastığı (300 TL), tamamı LED farlar ve sunroof ikilisinden oluşan FR Plus paketi (3.400 TL)
Sonuç
León'un başarısı beni şaşırtmadı. Köşeli tasarımı eski egzotikliğine sahip olmasa da bu sefer de farklı bir şıklık sunan otomobil FR donanımıyla tercih edildiğinde sportif bir yapıya bile bürünüyor. Donanımı da zengin olan aracın opsiyon listesinde yer alan LED farlarsa segmentte bir ilk olarak dikkat çekerken görünüme de olumlu etki ediyor.
Yüksek vergiler nedeniyle asıl güçlü motorları Türkiye'ye getirilmeyen León'un 1.4 TSI motoruyla birlikte otomatik şanzıman sunulmaması da üzücü olsa da beklenmeyen bir şey değil. Volkswagen Golf'ün platform ve motoruna sahip olan León daha dinamik görünen tasarımı sayesinde kardeşinin pazar payından çalma potansiyeline sahip.
Fotoğraflar
Test sırasında çektiğim fotoğraflara buradan ulaşabilirsiniz.
Rafinelik hissini nasıl buldunuz? VW Golf ile kıyaslamanız gerekirse eğer.
YanıtlaSilBence araç seçiminde farklılık yaratacak kadar farklı değil. Üretim kalitesi Golf düzeyinde. Parça kalitesinde yer yer farklılıklar bulunuyor tabi.
SilBenim için Golf'e oranla olumsuz olan şeyler orta konsol tasarımı ve FR donanımında açık renk iç mekan seçeneğinin bulunmaması oldu. Sportifliğin siyah renkle bağdaşmış olması gibi garip bir durum vardı ne yazık ki. Ben olsam bir de açık renk seçeneği eklerdim seçeneklere.
sene 2013 halen sözlüklerde dsg kombinasyonuyla iyi olurdu diyenler var arkadaş.
YanıtlaSildsg yi alıp sürenler tövbe ediyor hiç bir tester uzamn bu kötüdür demiyor kısa mesafe kullanmalarında mı bilmiyorum ama garip hakikaten garip
Büyük ihtimalle Volkswagen grubunun bu segmentte sunduğu tek otomatik şanzıman olduğundan böyle söylemişlerdir. Sonuçta istenen bir otomatik şanzıman ki makul bir istek bence de.
SilAyrıca bozulmadığı sürece gayet başarılı bir şanzıman DSG. Önceki nesillerde dayanıklılık problemleri bulunuyordu fakat Golf 7'den beri kullanılanda biraz daha özellik sunulması ve iyileştirmeler yapılmış olması olumlu gelişmeler.
önceki neslinin tipi tam bir sportifleştirilmiş golf'tü.bu açıdan çılgın türk gençlerinin piyasa olmuş arabalarından biriydi.yine de bi karizması vardı leon'un.
YanıtlaSiltasarıma gelecek olursak.led farlarla beraber ön taraf ne kadar mükemmelse (hatta bence bu sınıfın ön tasarımında daha iyisi yok) arka taraf o kadar basit.ama yine de sırf o ön tasarım için alabilirdim,ancak...öncelikli beklentilerden biri kaliteyse golf'le aynı platform,motor ve şanzımanı kullandığı için 'golf'le aynı zaten.10 bin tl az veririm param cebimde kalır' diye düşünenler çok ağır yanılırlar.zira kalite olarak (özellikle iç kısımda) golf'ten çok geride bir araç leon (a3'ün golf'ten önde olduğu gibi).dolayısıyla golf'ün alternatifi olmaması gerektiğini düşünüyorum.
donanım önemliyse,i30 piyasadaki en donanımlı araç olsa da 2 araç arasında kalan birine sonuna kadar leon'u tavsiye ederim.tamam i30 kadar bonkör değil ama golf kadar da cimri değil donanım konusunda.hatta donanım zenginliği olarak i30'dan en fazla 1-2 kademe aşağıda.ayrıca leon'un,alman eli değmiş bir otomobil olduğunu düşünürsek (sağlamlık) o 1-2 kademenin de pek göze gelmeyeceğini düşünüyorum.(bu arada hyundai'ye karşı eskisi kadar ön yargılı olunmaması gerektiğini düşünüyorum ama yine de sadece türkiyede değil avrupada da güven vermiyor marka olarak)
kafası karışmış olabilecek kişiler için,yorum biraz garip gelmiş olabilir ama çoğu kişinin aksine ben c sınıfını 2 değil 3 kademeli düşünüyorum :)
premium: v40,a3,a-class,1-serisi
kaliteli: golf,astra,focus,delta,cee'd
ucuz ve donanımlı:i30,leon,c4,megane
Kaliteli dediğiniz sınıfta bir Astra'yı görmek ilginç.
Silleon vs megane ? pöff...
SilReyiz sen çok yanlış gelmişsin ya.
SilYıl olmuş 2013, hacim küçülteceğiz derken hala 9-10 litre yakıt tüketimi veriyor bu araçlar. Yapmayın etmeyin arkadaşlar, bende 1998 model Subaru Impreza GL vardı 1.6 motor 9 lt yakıyordu. Bir arpa boyu yol alamaz mı bu adamlar. VW grubunun benzinli küçük hacimli ve turbo beslemeli motorlarından bence uzak durulması gerek, tabii devlete benzin üzerinden daha fazla vergi verip soyulmak isteniyorsa orası başka.
YanıtlaSilBunun yanında bence gidin japon arabalarına binin 98 yılında 9 litre yakıyorlardı şimdi mazda falan turbo beslemeyle uğraşmıyor doğrudan atmosferik ve max 7 litre yakıyor. Hem daha dayanıklı hem de daha sağlam avrupalı modellere göre.
Ben de aynı fikirdeyim, Japon araçları diğerlerine göre hem kaliteli hem de daha verimli araçlar. Avrupalıların otomobilleri ne teknoloji de ne de dayanıklılıkta yanlarına yaklaşamaz.
YanıtlaSilİlk soruyu soran kesin oto-park elemanlarından biri :)
YanıtlaSilyalnız ben de katılıyorum soruya. cevap bekliyoruz.
Selamlar güzel olmuş, benim de merak ettiğim şeyler var:
YanıtlaSilTest sırasında aracın lastik havaları kaçtı kontrol ettiniz mi?
Japon arabalarından dem vuran arkadaşlar;
Arkadaşlar, 110 beygir 1.6 araçlardan bahsediyorsunuz ve 7 litre yakıyor diyorsunuz! Allah aşkına bir gidin bakın japon üreticilerin sitelerine ve araç verilerine.
3 sınıfını kademeli gören arkadaşa ise özellikle sevgilerimi gönderiyorum!
Arkadaş, megane ile yeni Leon'u aynı kefeye nasıl koyuyorsun da Ceed ve Astra yı ikinci kategoriye sokuyorsun?
Sırf bu önyargılarınız yüzünden hepinizi geziye çıkaracağım arabamla =) önyargılarınızı yıkmak için.
Lastik havası sorusu biraz garip gelenler için peşin cevap: Yeni Leon aracımı aldım ve lastik havası 44'tü! araç biraz ciddi bir kasiste çok ciddi ses veriyordu. şimdi 32'ye çektim çok fark yaratıyor.
bunların hepsi bir faktör bence.
Hava basınçlarını kontrol etmedim. Çok rahatsız edici bir durum olduğunda bakıyorum sadece ki test sırasında olmadı. 44 PSI da iyiymiş bu arada. Bisiklet lastiği zannetmişler sanırsam.
Silc sınıfını 3 kademeli olarak gören kişi benim.golf-leon arasındaki ilişkinin biraz daha az mesafeli olanı(kalite olarak) takdir edersiniz ki cee'd-i30 arasında var.şimdi c segmentini premium ve diğerleri olarak görürsek yanılırız.vw grubu aynı pazarda hem leon'u hem de golf'ü satarak kendi topuğuna sıkmış olur bu mantıkla.golf ile leon'u aynı kategoriye soktum çünkü megane'ın donanımı motoru.130hp/320nm'lik 1.6 dizel başka yerde yok(opel'inkini daha yollarda göremedik).kalite olarak da benzer seviyelerde 2 araç.i30 bu 2 aracın 1 tık üstünde ama cee'd,golf ve astradan biraz geride olsa da bu 3 araçtan da net şekilde önde kalite olarak.gerisi de premium zaten
Silbu arada düzelteyim aynı kategoriye soktuğum araçlar megane ile leon olcaktı golf ile leon değil.
SilAraçların kategorileştirilmesi biraz da beklentiler dahilinde şekilleniyor. Volkswagen, Golf ve Leon ikilisiyle kendi topuğuna sıkmaktan ziyade Golf'ün tasarımını sıkıcı bulup başka üreticilere kayma riski bulunan potansiyel müşterileri kaybetmeme derdinde.
SilZaten olaya bu şekilde bakmazsak diğer platform kardeşleri A1, Polo, Ibiza ve Fabia için de B segmentini dörde bölmemiz gerekir ki o kadar da geniş değil bu segment.
Hyundai i20 0 km lastik basıncı 46
SilRenault clio 0km lastik basıncı 54
aldığım sıfır araçlardaki basınçlar bunlar.fabrikada bilerek yüksek hava basıyorlar dikkat edin
Ben de japonculara katılıyorum :) Kendim VW Golf aldım 1.4 TSI aynı yukarıdaki Seat'ın motoru var aracımda. Alalı 2 ay oldu satacağım, neden? benzine para yetmiyor. Ulan gaza biraz dokunalım 10 litre. Başlarım bu VW grubun teknolojisine. Yok turboymuş verimliymiş. 1.6 litre 110 beygir neye yetmiyor anlamadım. Ha o 110 beygir aracın benim VW'yi de tokatlayacağına inanıyorum. kasise girsem gacır gucur ses geliyor VW Golf'ten. Bin Toyota'ya Honda'ya Mazda'ya Subaru'ya evladiyelik otomobil kullan.
YanıtlaSilAma gel gör ki sağolsunlar bizim Alman muhipleri cemiyeti derneği üyesi halkımıza ben o golf'e 6 ay daha binip aldığım fiyatın 2 bin üzerinde satarım. Mazda 3'ü bekliyorum 1.5 120 beygir atmosferik ohh miisss :D VW'nin en az 3 litre altında yakacak eminim. Servis masrafı da olmayacak o kadar. Beyin bedava.
Arkadaşlar araç sitelerinde yazan beygir güçlerine göre araba alıyorsanız size diyecek sözüm yok. Aldığınız arabaları test edin. Japon araçlarının kalite yönünden avrupalılardan daha üstün olduğuna ben de inanıyorum.
YanıtlaSilJapon araçlarının daha kaliteli olduğu hususuna ben de katılıyorum. Fakat japon otomobilleri tasarım konusunda Türk halkının pek gözüne giremedi sanırım. Bu benim etrafımda gözlemlediğim tamamen subjektif bir çıkarsama. Fakat bu tasarım konusunda Mazda 3'e haksızlık etmek istemem. Gerçekten çok güzel bir araç. Eğer benzinli ve bu sınıfta bir araç tercih edecek olsaydım ben de mazda 3'ü Avrupalı araçların hepsine tercih ederdim. Fakat Mazda hala tam anlamıyla eski distribütör firmanın lanetinden kurtulamadı. Servis çok yaygın olmayabilir, hoş Japon arabasıyla servise periyodik bakım dışında uğramazsınız orası ayrı.
YanıtlaSilBurda gerçekten çok saçma bir yorum yapılmış ve sonra herkes katılmaya başlamış. Bu aracın 250 nm yi 2000 devirde vermesinden dolayı kullanırken çok daha rahat hızlanıyorsunuz 1.6 atmosferik 4000 devirde 155 nm veren araçlara göre. yani 110 beygir atmosferik 3/4 gazda 100'e 13 saniyede çıkıyorsa bu araç 9.5 saniyede çıkoyor. bu sırada yapılan fiziksel iş ve güç ve ivme daha fazla. Yani 15 sene öncenin atmosfriği de bu kadar yakıyordu demek işi saptırmak.
YanıtlaSilZira bırakın 1.6 110 hp yi o zamanın 2.0 150 beygir GTI larından daha performanslı bi araç. O GTI'lar aynı sürüşte en az 13-15 litreyi görüyordu.
Sorun ülkemizdeki benzin fiyatlarının genel kazanca oranının benzinli otomobilleri hiçbir mantığa sığmayacak pozisyona sokması.
ne olursa olsun Dizeller gaza basılmaya başlandığında tüketimin benzinli kadar katlamıyor. İstenilen az bir sportiflikte bile olsa dizele mahkum kalıyoruz
benzin pahalı olmasa hiç bu tartışmaya girmicez, mecburen sineğin yağını hesaplıyoruz, bakın amerikada 2 litrenin altındaki motor sayısına? bizde binek araçların 2 litrenin altında olması oranı %95 falan tahmini, amerikada kaç %20 var mıdır? adam 140 bhp almış 110 bhp den fazla yakacak tabi, 1.6T 140 bhp 2lt 140bhp atmosferikten az yakıyor. 1.6T 140 bhp tabiki 1.6 110 bhp atmosferikten çok yakacak.
YanıtlaSilşu megane aşkınızdan da bi vazgeçin amq, 98 model astrada standart olan elektrikli yan aynalar, 2006 model meganeda standart değil, tofaş şahindeki gibi ufak joystick ile ayarlanıyo, megane focus seviyesinde bile değil, megane,c4 < focus,leon < astra < golf < premium volvo audi MB < BMW , bi de şu fluence bildiğin yeni albea amq
YanıtlaSilbu sınıfta 1.4 tb 170 beygir alfa romeo giuletta tek geçerim.Tct şanzımanlısına sahibim ve aracın şuan 12 bin km ye geldi.İlk 10 binden sonra şehiriçi 6.9 litre ankara trafiginde sabit hızla şehirdışında 4.7 litre.Araç gaza yüklendiğimde 9.0 litre civarlarını görüyor ama kesinlikle vw grubu dandik araçlarla mukayese etmem.Japonlar konusunda arkadaşlar dayanıklılık konusunda çok haklılar Suzuki Swift im vardı.Minik fare kıvamındaydı periyodikten periyodiğe boyasıda honda nın ki gibi kalitesiz değildi.Ama japonlar turbo beslemeye geçmemekte direttikçe yüksek motor gücü elde etmek için illa ki yüksek hacim motorlara ihtiyaç duyuyorlar oda bizim vergi sistemiyle sevişmek oluyor.Mercedes a serisini de sürdüğümden belki benim alfadan iyi olabilecek Bmw 1 serisi var ancak onunda fiyatlar çok uçuk.Alfa şuan bu sınıfta F/P canavarı.Fransızları da alanın aklına şaşıyorum.Megane resmen kalitesizlikten aglıyor araç direksiyon da his namına hiç birşey yok. Yol tutuş benim eski 2005 swift havada karada 10 basar.Psa grubunun arabaları zaten kafadan arızalı bozuk araçlar.
YanıtlaSilŞöyle bir bakıyorum da Japon üreticilerin araçları herkesin favorisi ama iş almaya geldiğinde insanlar başkalarına yöneliyor. Japon otomobillerinin sorunu da şu sıralar bu. Kimse görünümünü beğenmediği bir aracı sırf dayanıklı diye almaz. Amerika'da otomobiller sudan ucuz olup sürücüleri de deli gibi yol yaptığından güvenilir bir araca sahip olmak önemli fakat Türkiye gibi vergilere boğulup otomobil fiyatlarının uçtuğu yerlerde insan daha fazlasını arıyor. "Ayağımı yerden kessin yeter" anlayışı artık geçerli değil yani. Bu durumun doğal bir sonucu olarak potansiyel müşteriler donanımı zengin olan araçlara yöneliyorlar ki bunlar da genelde Avrupalı oluyor. Japonlar bir teknoloji çok güvenilir olmadan araçlarına koymaktan kaçınıyor genelde. Bir örnek verecek olursam Leon ile birlikte full LED farlar C segmentine indi fakat Japon üreticilerin D segmenti araçlarında bile bu donanımdan eser yok.
YanıtlaSilTüketim değerlerine gelince. Bunun hakkında birkaç dergiye yazı vermiştim. Japon otomobilleri hala turbo besleme kullanımından uzak duruyor. Bunun avantajı üniteler zorlandığında tüketim artışının aşırı beslemeli motorlarda olduğundan daha az olması. Dezavantajıysa yüksek devirlerde üretilen düşük tork değerleri ve düşük devirlerde elde edilen düşük performans. Aracını performans için almayan kişiler için sorun yok fakat dinamik sürüşleri seviyorsanız ikilinin karşılaştırılması bile mantıklı değil.
Leon'un tüketimine gelecek olursak; Testte de belirttiğim gibi otoyolda sabit süratle 6 litre/100 km ortalamasının altına inmek sorun değil. Benim testler sırasında kullanımımsa araçların maksimum tüketim değerlerini sınamaya yönelik oluyor. Yaklaşık olarak aynı güce sahip bir atmosferik emişli motorun esneklik değerlerinin çok daha kötü olduğu düşünüldüğünde tüketim makul. Sonuçta performans bedavaya gelemiyor malesef.
bence Japonların teknolojik olarak araçlara ekledıklerı almanlardan daha fazla. hatta almanlar bır araca ekstra fıyatla bı aksesuarı koyuyorsa , Japonlar bunu zaten en basta koymuştur ekstra bı ucrete gerek yok. benım de mazda cok hoşuma gıdıyor kı neden dersenız adamlar butun herseyı arabaya koymuslar ya ekstradan fıyat verıyım de su ozellık olsun demek aklınıza gelmıyor. ama Almanlarda durum cok farklı. cok basıt örnek jettanın en bosunda sis farı yok boyle bı zıhnıyet olamaz ya sen 50 bin liraya sıfır 2013 model araba alıyosun ama sıs farı yok bu gözgöre göre sahtekarlıktır ticaret oyunları demeyın sakın.
SilKonu donanım olduğunda paketleri standart ve opsiyonel olarak ikiye ayırmamız gerekiyor. Uzakdoğu merkezli otomobil üreticileri eskiden beri standart donanımı zengin tutarak dikkatleri çekse de ek ücretle aksesuar alımında Alman otomobillerinin farkı açıkça belli oluyor. Yukarıda da dediğim gibi bir full LED far veya panoramik cam tavan artık C segmentine inmişken Japonların sesi sedası çıkmıyor ki bu tip detayları Avrupa pazarında arayan insanlar az değil.
Silseat leon tsi 125 hp ile uzun yol 90-100 km/s arası 5.5 litre civarı yakarsın.japon atmosferikle yapabileceğin rakam 7 civarıdır.iki aracı da 140 km/s sabitlediğinizde tsi de göreceğiniz rakam 6.5 litreyken atmosferikte 8/9 dan aşşağı inmez.şehir içi ise tsi motorun atmosferik motor civarınma yakması gayet normaldir çünkü atmosferik motorun 3500/4500 devirlerde verdiği torkun çok daha fazlasını 2000 devirde görürsün.hantal kullanım yerine zevkli bir kullanım da bunun karşılığı olur.ikisini de kullanmış biri olarak fikrim; tsi motor şehir içi çok kaçar normal motorla aynı yakar, şehir dışı yine çok yakar ama bu sefer az yakar. japon sevgisinin buna değeceğini düşünenler japon alsın, yok arkadaş ne anladım ben bu işten o zaman diyenler turbo motor alsın, ya da alın bi mazda 3 dizel hepsi bir arada olsun :))
YanıtlaSiliki kere yakar demişim 1.si kaçar olucaktı. sonra hep yakıyo işte gibi bi yorum çıkmasın :)
YanıtlaSiluzakdoğu araçlarının sağlamlık konusunda önde olduklarına katılıyorum. bu özellikle üretimde merkeze bunu almalarından kaynaklı . ama satış konusnda yaşadıkları orantısızlık , ülkemde ağırlıklı olarak tasarım ve alman etkisinden kaynaklanmada . 2009 1.8 honda civic hb sahibiyim ve aralık 2013de aldım. acıkca yeni kasanın köşeli kenar yapısı, ön konsolun daha sevimsiz olması , yeni far tasarımıyla da tam anlamıyla tüy dikilmiş. oysa daha yeni tekneloji ve motor verimiyle önde olması gerekirken. benzer durumu auris içinde söyleyebilirim.bunu begeneler de olabilir ama tasarım olarak avrupai deilller. g. koreliler için ise motor başarızlıklarını birazcık fiyat ve donanımla örtmeye çalışmaktalar. tasarım olarak ise japonlara göre daha avrupai bir gustoya sahipler. gel gelelim alman etkisine. benim jenerasyonum için (80) özellikle vw nin 90larda yaptıgı sağlam araba , bmw ve mercedes in prestijli ve teknolojik önderliği( haklı olarak), zihinlerde almanları 1-0 önde konumlandırmakta . turbo motor konusunda tsi da bu algıyı aldıgı ödüllerle destelemekte (1.4 140 bg 0-100 8.2 sn ). hala en prestijli markalara sahipler ama özellikle sağlamlık konusnda vw, opel gibi orta sınıf sayılacak araçlar geçmişi aratmaktalar. özellikle dsg easytronic gibi donanımlar "geçmiş zaman odurki hayali cihana deger" dedirtecek arızalar vermekte. kullanımı keyifli ama ne ucuz(alması veya tamiri) ne de sağlamlık konunda japon muadillerine göre başarılı. bence tercih konusu kişinin önceliklilerini belirlemasiyle ortaya cıkacaktır. eger donanıma göre düşük fiyat , yüksek performans , kabul edilir yakıt ve güzel tasarım denilecekse (bu subjektif) yeni seat leon 1. sıradadır. temel tercih sağlamlık , konfor (otomatik vites) ise japonlar gelir öncelikle. fiyata göre donanımsa hyundai , yakıt-dizel önceliğinde ise fransızlar tercihi olabilir...
YanıtlaSilşimdi burada bazı arkadaşlar demiş ki japon otomobilleri daha az yakıyor fakat onların daha ekonomik olmalarının başlıca sebepleri motorlarının daha verimli olmasından ziyade boş ağırlıklarının bariz daha az olmasıdır. turbo beslemeli motorlardan mucize bekleyenler biraz abartıyor 2011 model vw passat cc 1.8 turbo sahibiyim araç bence sınıfının hakkını veren bir performansa sahip sakin kullandığınızda düşük devirlerdeki torku sayesinde gürültüsüzce ilerleyebiliyor, gaza yüklendiğinizde 3000 deviri geçen kullanımlarda elbette artıyor tüketim ama max tork bandı geniş olan motorlarda zaten çok devirli kullanmadan efektif bir şekilde kullanabiliyorsunuz.. ben günlük 30 kmlik bir şehiriçi rotada reel olarak 7 lt/100km yi yakalıyorum ki (kabul edelim dikkatli kullanıyorum) bu ağırlıkta, bu beygir gücünde bir araçtan daha fazlası beklenemez.. bir de şu var; alman otomobillerinin birçoğu kağıt üzerinde kendinden daha yüksek motorgücüne sahip araçları geride bırakıyor gözüküyor. dsg yi bir yana koyalım vw grubunda geçmişi mumla aratan bir arıza görmüyorum. dsg evet güvenilirliğe çok büyük bir gölge düşürmüştür ama yeni nesillerin daha iyi olduğu söyleniyor bunu da bilmiyorum ama çift kavramalı otomatik şanzımanlara yatırım yapan bir tek vw grubu değil mercedes ve avrupada birçok büyük üretici bu teknolojiyi seçme yoluna girdi dolayısıyla geleceğini parlak olarak düşünmek yanlış olmaz bence.. alman markalarının avukatı değilim; toyota, honda, subaru suzuki ve mazda gibi japon markaların güvenilirlik, kullanım kolaylığı gibi konularda gerçekten dünyada en üst seviye olduğunun farkındayım zaten öyle olmasa toyota dünyanın en çok para kazanan markası olmazdı bence..
YanıtlaSiltürkiye ye ilk gelen leon yeni leon 1.4 tsi fr ın kullanıcısıyım. gerek görselik,gerek fiyat performans, gerekse yakıt yönününden kendi segmentinde leondan daha iyi bir araç olmadığını kesinlikle söyleyebilirim. benzinli ve tatminkar performans sunan aracın 4,5lt/7lt aralığında tüketim değerleri vermesi gerçekten etkileyici. neyse leon ile ilgili olumsuz tüm görüşleri saygıyla karşılamak lazım, zira seat firması bile ne kadar mükemmel bir araba yaptığının kendiside farkında değil henüz. teşekkürler..
YanıtlaSiltürkiyede yasaklansın bu araç, sabah yine önü led farlı beyaz renk leon kullanan bir apaçiye etmediğim küfür kalmadı. bu aracı kullanan adam apaçidir.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
SilTürkiye'de insanlar kendi sevdikleri otomobiller hariç tüm araçlara apaçi damgası vuruyor.Aynı aracın bir Türk kullanıcı yorumlarinı okuyup sonra yabancı sitelerdeki kullanıcı yorumlarına bakınca insan kendini bırakin yeni bir dünyayi yeni bir evrene gelmiş gibi hissediyor.Sadece yukarıdaki arkadaş için söylemiyorum genel olarak Türkiye'de apaçi arabası olarak görülen LEON avrupada pek çok ülkede yılın aile otomobili seçiliyor.
YanıtlaSilF/P olarak ise lütfen bahsettiğiniz japon otomobillrinin performans ve yakıt değerlerine tekrar bakın derim,Hatta eğer İngilizce'niz iyi ise yabancı incelemeleri okuyun ve izleyin bahsettiğiniz araçların drag racing den tutun yol tutuş performanslarının sonuna kadar sınandığı videolar internette mevcut. Japon araçları performans ve verimde Alman araçlarına yakın bile değiller. Volkswagen grubunun son 15 yılda global marketleri ne kadar salladığını görmek gerek, bugün Almanları beğenmeyerek kalite sınıfına koydugunuz KIA ceed bir Alman dizaynıdır ve Korede değil Slovakyada üretilmektedir. Uzak doğu firmaları Avrupa piyasalarında yer edinebilmek adına tam gaz Alman taklidine geçmişken, General Motors'un 2015te Chevrolet markasını Avrupadan çekecek ve yalnızca Opelle yürüyecek olması yani Amerikan bir şirketin araba satabilmek adına Alman taklidi yapmasını nasıl göz ardı ettiniz bilmiyorum, Alman araçları kalitesiz gibi yorumlamanıza anlam veremiyorum.
Bu olay aslında birçok ülkede var olduğundan bizde de olması çok garip değil. Örneğin İngiltere'de Audi sürücüleri pek sevilmiyor nedense.
SilGenel olarak Alman otomobillerinin örnek alınmasıysa doğru. Örneğin zamanında Lexus büyük Alman sedanlarını kopyalarken yeni nesil Peugeot 308'de bariz bir Alman havası sezdim.