3 Aralık 2012 Pazartesi
Renault Mégane Sport Tourer Privilège 1.5 dCi EDC
Bir zamanlar arası blog camiasıyla oldukça iyi olan firmalardan Renault, yönetiminde yapılan değişiklikler sonrasında malesef televizyonda çok görülen ve yanına pek yaklaşılmayan bir marka oldu çıktı. Bu yokluk arasında arada şans eseri bazı modellerini test etme şansı bulduğum Renault'nun makyajlanan Mégane modelini detaylı şekilde inceleme şansım oldu.
Hatırlarsanız geçtiğimiz yıllarda yapılan organizasyonlarda Mégane ailesinin birçok farklı versiyonunu test etme şansım olmuştu. Méganeomani kapsamında test ettiğim modellerden olan Mégane Sport Tourer'ın, hatchback versiyonda deneme imkanı bulduğum yarı otomatik şanzımanla donatılmış makyajlı versiyonunuysa ilk defa kullandım.
Dış Mekan
Zaten şık bir otomobil olan Mégane Sport Tourer'ın makyajlı versiyonlarında sunulan yenilikler sınırlı. Farklı bir tasarıma sahip olan ön tamponda yer alan parlak siyah kısım sis farlarını da içine alacak şekilde yanlara doğru uzarken farların alt kısmına LED gündüz farları eklenmiş. Kapı kolları ve kapı altlarında bulunan çıtaları artık gövde rengi olan aracın stopları da koyulaştırılmış.
Renault'nun kataloglarında aracın standart olarak 16 inç çaplı Eptius tipi jantlarla satıldığı söylense de test aracımda 17 inç çaplı Sari isimli jantlar bulunuyordu. Türkiye broşüründe opsiyon listesinde bile yer almayan bu jantların hem yolda hem de bayilerde gördüğüm bütün Privilège donanımlı Mégane Sport Tourer modellerinde bulunması kafaları biraz karıştırıyor. Gerçi bu jantların standart olarak sunulması gayet yerinde olur zira hatırlarsanız 2010 yılında bu tasarımın araca en çok yakışan jantları oluşturduğunu belirtmiştim.
4.567 mm boya sahip olan otomobilin genişliği 1.804, yüksekliğiyse 1.534 mm. 2.703 mm uzunluğunda aks mesafesi sunan Mégane Sport Tourer'da port bagaj rayları standart donanımda bulunuyor.
İç Mekan
Pek sürpriz olmayan bir şekilde iç mekanında da ilk anda göze çarpan bir tasarım farklılığı bulunmayan otomobilde sunulan renklerdeyse değişiklikler var. Gövdede sunulmaya başlayan kahverengi ve sedefli beyaz gibi renklerin yanında iç mekanda da farklı renk kombinasyonları sunmaya başlayan Renault'nun Privilège donanımının yaşam alanı biraz daha kasvetli hale gelmiş. Makyaj öncesi modellerde sunulan açık renkli plastik ve kumaşlar yerini siyah renkli olanlara bırakırken ahşap benzeri konsol kaplamaları da düz gri renkli olanla değiştirilmiş. İç mekanda da jantlarda olduğu gibi karışıklık var zira Renault broşürlerinde iç mekanda çift renkli konsol ve koltuk döşemeleri olduğu belirtilirken bu aracın iç mekanı eski Dynamique donanım seviyesinin özelliklerini sunuyor.
Araçta bulunan TomTom navigasyon sistemi orta konsolun üzerinde bulunan sabit ekrandan takip edilebilirken kumandaları vites konsolunda yer alıyor. Hatchback modellerde uzaktan kumandayla kontrol edilebilen ünitenin sabit kumandaları bence daha şık olsa da sistemin motor çalışmadan açılmaması, Renault gibi az yakıt tüketimine önem veren bir firmaya yakışmamış.
Eskiden Privilège donanım seviyesinde bulunan ahşap desenli kaplama yerine düz gri rengi tervih eden Fransız üretici bu yüzden iç mekanı daha da sade bir hale soksa da vites kolunun zemininde bulunan kromajlı bölme ve deri direksiyon simidinin beyaz renkli dikiş iplikleri şık bir görünüme sahip. Türkiye'de üretilmediğinden orta hava ızgaralarında yolcular tarafından kapatılabilme fonksiyonu bulunan aracın klima kumandalarında bir değişim yaşanmamış.
Mégane'ın iç mekanında en olumlu değişimse ses sisteminde görülüyor. Yerleşimi yeniden yapılan düğmeler sayesinde ses kumandası artık daha az kafa karıştıran otomobilde eski nesil bağlantılar yerine USB ve Aux portlarının bulunması insanlara rahat bir nefes aldırıyor.
Kenarları deri döşeme koltukar sportiflikten çok konfora yönelik tasarlanmış olsalar da yeterli yan destek sağlayabiliyorlar. Arka koltuklarda başarılı diz ve baş mesafesi sunan Mégane Sport Tourer'da bu koltuklar için yönlendirilebilir havalandırma ızgaralarının sunulması olumlu. Üç kafalığa sahip arka koltuklarda katlanabilir kol dayanağı ve bardaklıklar standart olarak sunuluyor.
Zemin altında bulunan 38 litre hacimli gözlerle birlikte toplam 524 litrelik hacim sunan bagaj arka koltuklar katlanarak 1.600 litreye kadar genişletilebilirken ön yolcu koltuğunun da öne katlanabilmesi uzun yüklerin taşınmasında kolaylık sağlıyor. Yan duvarlarında kapaksız gözler bulunan bagajda metal sabitleme halkaları ve plastik sabitleme kancaları bulunuyor.
Konfor
Fransız otomobillerinin genelde başarılı puanlar aldığı konfor bölümünde Renault da üzmüyor. Özellikle süspansiyon konforu başarılı olan aracın geniş oturma yüzeylerine sahip koltukları da rahat yolculukları garanti ediyor. Önceki testimde de konfor seviyesini yüksek bulduğum Mégane Sport Tourer daha büyük jantlara sahip versiyonunda da beni üzmedi.
Aracın başarılı donanımlarından olan çift debriyajlı yarı otomatik şanzıman hızlı fakat yumuşak olabilen geöişleriyle konfora katkıda bulunurken manuel modda da kullanılabilmesi olumlu bir özelliği. Vites D konumundayken fren pedalı bırakıldığında ileriye doğru kayma özelliğine de sahip olan şanzıman bu sayede dur-kalk trafik ve park manevralarında avantaj sağlıyor.
Her iki güneşliğinde de ışıklı makyaj aynasını standart olarak sunan test aracımın dijital klima kumandaları da kolay anlaşılabilir şekilde konumlandırılmış. Çift bölgeli sıcaklık ayarına sahip olan otomobilin arka koltuklarda da üfleçleri bulunması güzel bir özellik.
Aracın kullanımında ister istemez bir rahatlık yaratan Renault Card sistemiyse insanı tembelliğe alıştırıyor. Kart cebinizdeyken aracın kapı kollarından birisine dokunduğunuzda kilit açılırken iç mekanda bulunan düğmeye bastığınızda da motor çalışıyor. Motoru durdurduktan sonra aracı terk edip uzaklaştığınızda kilitlenen kapılarla birlikte aynaların da katlanması iyi düşünülmüş.
Sürüş
205 tabanlı lastikler ince olsa da 50 yanak ve 17 inç çaplı jantlar orta sertlikteki süspansiyon sistemiyle birleşince ortaya başarılı sürüş özellikleri çıkıyor. Türkiye'de üretilen hatchback modellerde kullanılan yükseltilmiş süspansiyon sistemine sahip olmayan Mégane Sport Tourer bu sayede yüksek süratlerde direksiyon hareketlerine çok daha başarılı tepkiler veriyor.
Sportif bir otomobilden beklenecek kadar olmasa da yol bilgilerini sürücüye başarılı bir şekilde aktaran direksiyon sisteminin sertliği de başarılı. Şanzıman vitesleri yumuşak değiştirse de manuel modda kullanıldığında sportif tatlar da alınmıyor değil. Yalnız bu sportiflik, direksiyon simidinin arkasına vites değiştirme kulakçıkları yerleştirecek derecede değil. Renault da durumun farkında olacak ki bu donanım araçta bulunmuyor.
Renault'nun Mercedes'e de verdiği 1.5 litre hacimli turbo Diesel motoru artık kendisini kanıtlamış üniteler arasında. 110 beygir güç, 240 Nm tork üretebilen ünite 1.360 kg ağırlığa sahip olan otomobili 0'dan 100 km/s sürate 12.1 saniyede ulaştırabilirken maksimum sürat 190 km/s olarak açıklanmış.
Otoyolda yüksek sürat sürüşlerinin ardından girilen şehir trafiğiyle birleşince yakıt tüketimi için zorlayıcı parkurlardan birisi haline gelen güzergaha rağmen 7.4 litre/100 km olarak gerçekleşen ortalama yakıt tüketimi sakin otoyol sürüşlerinde 5 litre/100 km'ye kadar düşürülebiliyor ki bu da oldukça başarılı bir değer.
Fiyat/Donanım
Makaleyi yazdığım sırada Mégane Sport Tourer Privilège 1.5 dCi EDC'nin kampanyalı fiyatı 59.250 TL olarak açıklanıyordu. Oldukça zengin bir standart donanıma sahip olan araçta sis farları, elektrikli katlanabilen yan aynalar, çift bölgeli otomatik klima, Türkçe yol bilgisayarı, deri kaplı direksiyon simidi, elektro-mekanik park freni, yarı deri koltuklar, ESP, elektrikli camlar, cruise control, far, yağmur ve arka park sensörleri, Renault Card sistemi, yokuş kalkış desteği, ön, yan ve perde hava yastıkları, katlanabilir arka koltuklar, Bluetooth, USB ve Aux bağlantılı müzik sistemi, LED gündüz farları ve Follow me home fonksiyonlu farlar ve sırtlığı katlanabilen ön yolcu koltuğu ücretsiz olarak sunuluyor.
Üç opsiyon donanıma sahip olan otomobilin test aracında da bulunan TomTom navigasyon ve Arkamys ses sistemi 1.350 TL karşılığında sizin olurken elektrikli açılabilen panoramik cam tavan için 1.850 TL ek bedel isteniyor. Üçüncü opsiyon donanım olan direksiyonel Bi-Xenon farlarsa far yıkama sistemiyle birlikte 1.600 TL'ye alınabiliyor.
Bu donanımların yanında broşürde görülebilen fakat fiyatlandırmada GT Line modellerinin altında bir paket olarak yer alan Teknoloji paketinde navigasyon ve Arkamys ses sistemiyle birlikte geri görüş kamerası ve şeritte kalma asistanı için 3.100 TL isteniyor.
Sonuç
Daha önce hem EDC'ye sahip hatchback hem de manuel şanzımanlı bir Sport Tourer modelini kullanma şansına eriştiğim Mégane'ın bu iki özelliğini tek vücutta toplayan modelini sürmekse makyaj sonrasına kaldı. Renault artık ses vermediğinden kendi imkanlarımla ulaşabildiğim aracın test sürüşü sonrasındaysa oldukça mutluydum.
Zaten başarılı bir araç olan Mégane Sport Tourer'ın EDC ile birleşimi güzel bir ikili ortaya çıkarırken yapılan ufak tefek yeniliklerin tamamının olumlu olması aracın eskisinden daha başarılı olmasını sağladı.
Fotoğraflar
Test sırasında çektiğim fotoğraflara buradan ulaşabilirsiniz.
Ah birde milletimiz şu arabaya Toros muamelesi yapmasa ...
YanıtlaSilkesinlikle haklısınız: Bu arabayı almak istediğimde babam bana: "oğlum, bakkal mı işleteceksin?" demişti.. Algı bu maalesef..
SilUzun yıllar sonra sw bir model beğendim, hatchback modelinden daha şık bence bu versiyon. Renault'nun fiyatları fazla şişti gibi son zamanlarda; yine de çok daha pahalı vw'in boşline modellerinden evladır.
YanıtlaSilşu anda türkiyeye gelen en iyi renault modeli...
YanıtlaSil130 hp lik versiyonunu kullandim. İc dizayni vasati asamasa da motor gercekten cok basarili hem tuketim hem performans olarak. Yol tutusu da performansa yakisir bicimde cok iyi. Ama ic mekandaki minimalistlik ve malzeme kalitesi gercekten vasat
YanıtlaSilQashqai'de bile yeterli performans sunuyor dCi 130. Renault'nun Diesel motorları başarılı gerçekten de. İlginç şekilde kamyonlarda bile durum aynı.
Silabi, dsg ile edc'yi kıyaslayabilir misin benim için? polo'nunkini bilhassa. bende var da polo dsg, memnun değilim pek. senin fikirlerini almak isterim. bir de dsg hakkında çıkan dayanıksızlık söylentilerinin benzerleri edc için de kulağına geldi mi? diğer çift debriyajlı olan edc ve powershift için dsg kadar dedikodu yapılmıyor, bu da soru işaretleri yaratıyor hani.
YanıtlaSilEDC'nin çalışma karakteristiği biraz daha yumuşak başlı. Polo TDI DSG testimde Volkswagen'in şanzımanını hiç beğenmesem de Golf 7'de yapılan iyileştirmelerle genel karakteristiği EDC'nin önüne geçmiş. Hill holder kullanılmayan Polo'nun eski nesil şanzımanındansa daha iyi EDC.
YanıtlaSilHenüz çok sorun yaratmamasının birkaç nedeni var. İlki Volkswagen'in bu konuda öncü markalardan birisi olması ki ilklerde her zaman bu tip terslikler olacaktır.
İkincisi de diğer üreticilerin tork limitlerini daha yukarıya çekmiş olmaları ki bunun da katkısı büyük oluyor şanzıman ömrüne.
Peki alfa romeo da kullanılan tct çift kavramalı sistem nasıl? birde bende şuan honda jazz cvt şanzımanlı var geçişleri çok iyi yakıt tüketimide gene çok başarılı çift kavramalılarda dsg çok kötüydü mesela ben alfa romeo giuletta 170 ps tct olana geçmeyi düşünüyorum.Sizin fikriniz benim için önemli geçme sebebim honda jazz dan daha sportif karakterli bir araç sürmek istemem?
SilTCT'yi, kısaca EDC'nin daha sportif ayarlısı olarak özetleyebilirim. Biraz daha çabuk ve spor modda hissedilebilen geçişler sunuyor. Şahsen ben beğenmiştim ama almadan önce test edilmesini tavsiye ederim.
Silcvt karşısındaki avantajları tam olarak nedir çift kavramalıların ve dezavantajları tabiki?
SilCVT, otomatik konumdayken vites değiştirmeyip oranlarla oynadığı için tam anlamıyla kesintisiz güç iletimi sağlar. Bunun yanında otomobillerde kullanılan zincirli modelleri çok yüksek torku kaldıramıyor. Bunun dışında ekstrem bir durumda zincir bir şekilde kırılırsa araç hareketsiz kaliyor.
SilÇift kavramalı yarı otomatiklerse bildiğimiz manuel şanzımanın çok daha hızlı vites değiştireni olduğundan daha tanıdık bir yapı sunuyor. Kullanımda aslında büyük bir avantajı yok CVT'ye karşı ama hem çıkabilen sorunlarda yolda kalma riski daha az, hem de servisi daha kolay verilebiliyor.
İnceleme yine çok güzel. Ben Renault'u o kadar çok sevmem ama o paraya bence hakediyor, hemde sw bir araba, ikinci yorum sahibinin düşündüğü geldi benim aklıma da hemen, boşline vw almak yerine, bu araç daha iyi bir seçim olacaktır.
YanıtlaSilyani geçen baktım GT line 130 PS 62.500 dü en son. çok da ucuz değil
YanıtlaSildCi 130, segmentteki en yeni ve en güçlü motor. Bir de sportif GT Line donanımını ekleyince normal. Çok kaliteli bir iç mekanı olmayabilir ama paranın karşılığını verebiliyor.
YanıtlaSilözellikler dış tasarımını çok başarılı buldum. lakin sonuç itibariyle fransız malı. ne kadar iyi olabilir ki ? inceleme için teşekkür ederiz.
YanıtlaSilBen teşekkür ederim.
SilBunun yanında Fransız deyip geçmemek lazım. Bu aracın motoru Mercedes A180 CDI'ın da kaputu altında bulunuyor. Unutmamak lazım.
Fransız arabası diye yaklaşmamak lazım. Renault Citroen ve Peugeot 2000-2005 arasındaki sorunlu dönemlerini geride bıraktılar. Aradaki gap dediğimiz boşluk giderek kapanıyor bence. Ama bana kalsa ben Japon arabasını her daim tercih ederim. Motor ve şanzıman açısıdan japonlar sorunsuzdur.
YanıtlaSil1 seneyi aşkın bir süredir megane st kullanan birisi olarak, motor ve şanzımanın oldukça başarılını olduğunu söylemeliyim. yaklaşık 30bin km yol sonunda hiç bir problem yaşamadım, yakıt tüketimi ise sıkışık şehiriçi trafiğinde 7lt civarında ama şehirlerarası yolda gaza basmazsanız 5lt civarında gezinebiliyor. dağ yollarında yüklü bagaj, 4 yolcu, açık klima ve 130km ortalama hızla 7,5lt civarında yakıyor. düz yolda ise bu 1lt kadar azalıyor.
YanıtlaSilrenault'nun memnun olmadığım tek yani oldukça düşük olan plastik ve suni deri kalitesi, gerçekten çok kötü. alt sınıf japon ve alman araçlarını bu konuda mumla aratıyorlar.
edc şanzımana gelince bugüne kadar birden çok markanın farklı otomatik vites sistemlerini kullanmış birisi olarak sorunsuz olduğunu söyleyebilirim. diğer aracımdaki 7 ileri dsg ile karşılaştırınca daha hissedilir bir geçişe sahip fakat bu rahatsız edici değil, bir çok kullanıcının farkında olacağını bile sanmıyorum.
neticede geniş bir bagaj hacmine ihtiyacınız varsa bu sınıfta alınabilecek iyi alternatiflerden birisi.
açıkçası bu aracı sadece skoda octavia combi ile değiştirmeyi düşünebilirim.
Aynı şekilde araç 9 aydır kiralık olarak ailede. Bu nedenle uzun dönem güncellemeleri yapabilirim. Geçen hafta İstanbul-Denizli-İstanbul parkurunda toplam 1.400 km yol yaptı araç. Üç kişi ve bagajları sürekli araçtaydı. Hatta dönüş yolunda dört kişi olduk.
SilTamamı çift şeritli yollarda hız sınırı çok aşılmadan ortalama 92 km/s süratle tamamlandı yolculuk. Denizli içerisinde ve Fenerbahçe maçı çıkışına denk gelmemiz sebebiyle toplam 1 saat çok yoğun trafikte kaldık. Bunlardan önce ortalamamız 107.2 km/s'ti düşünün artık.
Ortalama tüketim 5.7 litre/100 km oldu. Bu arada şanzımanın geçişlerinde arada sorun yaşanıyor olsa da motor durdurulup tekrar çalıştırılınca sorun kalmıyor. Asıl problem yüksek süratte 6'dan 5'e kick down yapıldığında garip sürtünme seslerinin gelmeye başlamış olması ki bunu kontrol ettirmek gerekecek.
Bunlar dışında yine elektronik bir problem olan elektronik park freninin otomatik olarak devreden çıkmamaya karar vermesiyle karşılaştık birkaç kere.
eletronik park freniyle alakalı olarak; kapı açık kaldıysa ya da hafif kapandıysa manuel gevşetiniz diye yazı çıkabilir bu normal, güvenlik önlemi olarak çıkar. ama onun dışında kontrol gerektiren bir durum varsa bilemiyorum. ama benim kullandığım araçlar arasında elektronik park freni en iyi olan araç renault laguna idi. hiçbir zaman problem çıkarmadı ve kalabalık trafikde vites D konumunda rahatlıkla bu freni devereye alarak bekleyebilirsin
SilBenim de en kötü anılarım bu aracın park freniyle oldu. Otomatik olarak bırakmadığı gibi bazen birkaç saniye boyunca tamamen kilitleniyor.
SilBu arada vites D konumundayken park freni kullanmak şanzıman ömrünü yiyeceğinden yapılmamasında yarar var. D konumunda yavaşça ilerleme fonksiyonu kavrama yaptığından debriyaj balatasını yer sürekli. Gerçi bu tip durumlara karşı güvenlik yazılımı otomatik olarak kendisini P'ye atıyor olabilir ama Fransızların işi belli olmaz.
ilk versiyon dci edc sahibi olarak 2 sene ve 60000km sonrası, aşınan plastik parçalar ve emniyet kemeri toka tutucusu gibi kırılan ki mi küçük plastik parçaların dışında ciddi bir problemle karşılaşmadım.
Silkapılardaki plastik kalitesi ise çok kötü, gün geçtikçe yıpranmaya devam ediyor, açık renk kapı plastikleri üzerine yapışan lekeleri anında silinse de temizlemek çoğu zaman mümkün olmuyor.
bebek koltuğunun bulunduğu bölgelerdeki koltuk minderleri de deforme oldular ama ne hikmetse koltuğun yerini değiştirince az da olsa toparlıyorlar fakat bebek koltukları için kullanılan emniyet kemeri kırış buruş ve toplama hızı dahil kondisyon olarak ilk gün ki haliyle uzaktan yakından alakası yok. aktif gergi sistemi ve kilit sistemi ise problemsiz.
neyse ki kabin içinde yerinden çıkan ya da tıkırdayan büyük bir plastik panel olmadı, araç ilk gün ki kadar sessiz.
şanzıman ve motor 0km gibi başarılı, edc kaynaklı 2 veya 3 kez hata mesajı aldım, o da yüksek sıcaklık ve sıkışık trafik kaynaklıydı. 5-10dk mola verip yoluma devam edebildim.
elektronik park freni motorun aşağıya baktığı eğimli bölgelerde problem yaratabiliyor. bazen manuel olarak iptal etseniz bile araç hareket edemiyor, ben çözümü aracı biraz öne salıp tekrar geriye hareket ederek çözdüm ama geçenlerde ciddi bir eğimde aracı geriye doğru hareket ettirmek mümkün olmadı.
geçen bunca zaman sonunda aracımdan memnunum; düşük tüketim, geniş bagaj hacimi ve mekanik problemsizlik gibi kriterler önemliyse tavsiye ederim. edc en az dsg kadar sorunsuz ve başarılı.
iç mekan kalitesiz diyenler sınıfındaki diğer araçları incelememiş mi gibi bir yoruma rastladım, kendi adıma söylemem gerekirse diğer araçları inceledim; iç mekan kalitesi olarak renault bir seat, ford, opel ya da skoda olamayacak kadar kötü durumda, tasarım olarak sade olmasının ise bence bir mahsuru ve konuyla ilgisi yok.
Test aracı da 55.000'e geldi. Şirket aracı olsa da kapı içlerinde bir problem yok. Bunun yanında EDC konusunda biraz daha şanssızız biz. Yüksek süratlerde kick down yaparken garip sesler çıkarmaya başladı. Debriyaj pedalı kullanmayan minibüsçü gibi hissetmeye başladım otobanda.
Sil8 aydır 2012 model makyajlı kasa 1.5 dci 110 beygirlik düz vites kullanıyorum, toplam 12.000 km yaptım ve çok memnunum. İç mekan kalitesiz diyen arkadaşlar diğer C segmenti araçları incelemişler mi acaba? Üş aşağı beş yukarı hepsi birbirine benziyor. Audi ve VW lerinki daha kaliteli ama onlarında fiyatlar uçuk. Bence kalitesiz değil, biraz sade o kadar. Opel'lerdeki Ford'lardaki gibi karman çorman olacağına sade olması bence bir avantaj. Özetle fiyat performans olarak alınabilecek az sayıdaki araçtan biri, tavsiye ederim.
YanıtlaSilmerhaba, sitenizde renault'un 130 bg'lik dci duz vitesli (otomatigi yok sanirim) modelinin incelemesini bulamadim. incelemeniz varsa baglanti adresini paylasabilir misiniz burdan? incelemediyseniz, bir inceleme yazisi hazirlamayi dusunuyor musunuz? tuketim degerleri ve motor performansi ozellikle merak ettiklerim. bu modeli almayi dusunuyorum, sw olani. aslinda scenic'e getirseler direkt alacagim, neden getirmediklerini cozemedim, avrupa'da var halbuki.
YanıtlaSilRenault'nun Diesel motorları performans ve özellikle tüketim konusunda başarılı. Bu durum kamyonlarında bile bu şekilde. 130 beygir gücündeki üniteye henüz otomatik şanzıman uygulanmadı.
YanıtlaSilŞahsen ben de test etmek istiyorum ama bir zamanlar test aracı konusunda hiç sorun çıkartmayan Renault yönetimde yapılan değişiklikler sonucunda araç vermez oldu.
tesekkurler cevap icin.
Silyine de takipteyim yazilarinizi, renault olsun diger modeller olsun :)
Ben teşekkür ederim.
SilBen de 2011 model Privilage kullanıyorum, 65.000 km oldu ve hiç sorun çıkarmadı.
YanıtlaSilBen de çoğunluk gibi araçtan son derece memnunum, öncelikle içi çok geniş. Bu sınıfta bu genişlikte bir arka koltuk hemen hiç bir rakibinde yok. Koltuk minderleri de geniş ve konforlu. Motorun çekişi yeterli, tüketimi düşük. Alt devirlerde biraz cansız, bu da sıkışık trafikte biraz can sıkıcı olabiliyor ama abartılacak bir durum yok. Süspansiyon dengesi iyi ayarlanmış, öncesinde uzun süre Focus II kullanmış birisi olarak yol tutuş olarak hiç bir kusur bulamadım. Konfor da yeterli, örneğin Astra'ya göre konfor oldukça iyi. Ses yalıtımı da aracın iyi özelliklerinden, hele hele Japon araçlarından sonra çok sessiz. Fakat diğer markalar da 2011'den sonraki modellerde yalıtımı iyileştirdiler. (örn. Focus III) Ben aldığımda fiyatı Focus SW ve Astra SW'a göre oldukça ucuzdu, o zaman için fiyat/performans oranı 100 üzerinden 100'lüktü ama şimdi fiyatlar gördüğüm kadarıyla rakiplere denk.
İç mekan kalitesinin eleştirilmesini ben de anlayamadım. Evet, işçilik kusurları var ve bir kaç yerden tıkırtı geliyor... Yine bazı yerlerde malzeme kalitesi pek başarılı değil ama C segmenti ortalamasının kesinlikle üstünde bir malzeme kalitesi var. Premium araçları ve yeni çıkan modelleri saymazsak, VW Golf'den sonra bence sınıfındaki en kaliteli iç mekanlardan birisi, bu yorumum hem kişisel hem de bir İngiliz dergisinin "Megane vs Golf" testinden alıntıdır. Ancak iç mekan çok zevksiz, sadeliği severim ama bu aracın iç mekanı gerçekten zevksiz. Sade ama şık bir örnek olarak aynı markanın Latititude modeli örnek verilebilir, aynı tasarım diline ve tarza sahip ama iç mekanı çok daha şık.
Aracın diğer bir kötü yanı da ses sistemi, tek kelimeyle berbat bir ses çıkışı var. Arkamys falan da hikaye... Hoparlörleri (teneke mi desem) değiştirdiğim halde hala vasatın altında bir ses kalitesi var.
Genel olarak bence çok alınası bir araç ancak 2014'de değil. Çünkü eskidi, Megane 4 gelmek üzere. Her zaman yeni nesil araç tercih etmekte fayda var. Ancak 2011'e bugün dönsem, gözüm kapalı aynı aracı alırdım.
Merhaba. Makyajsiz kasada yokus kalkis destegi var mi ? Ve afu var mi? Bilginiz var mi?
YanıtlaSilAFU yok. Onu kesin olarak biliyorum ama Yokuş kalkış desteğini bilemiyorum malesef.
Sil