Blog Action Day 2009

Evet sevgili okuyucular bugün 15 Ekim "Blog Action Day", yani her yıl, gönüllü Blog yazarları tarafından Dünyamızın bir sorununa dikkat çekildiği gün. Bu sene konu küresel iklim değişimi.

İklim değişimleri Dünya'nın doğal deviniminin bir parçası olsalar da özellikle son 50 yıldır yaşadığımız değişimler insanlar tarafından aşırı hızlandırılmış şekilde meydana gelmeleriyle tehlike çanlarını çaldırıyorlar. Meydana gelen olayların temelindeyse atmosferik koşulların insanlar tarafından doğal olmayan yollarla değiştirilmesi yatıyor. Konu atmosferdeki değişimler olduğunda akla gelen ilk suçlular gazlar olduğundan öncelikli olarak bu konu üzerine eğilmemiz gerekiyor.

Bildiğiniz veya tahmin ettiğiniz üzere otomobillerin büyük çoğunluğu içten yanmalı motorlara sahipler. Bu motorlar petrol bazlı yakıtlarını hava ile yaktıktan sonra geriye kalan gazların büyük kısmı sağlığa ve atmosfere zararlı oluyor. Bu sorunu ortadan kaldırmak için her geçen gün daha homojen yanma sağlayan motorlar üzerinde çalışılıyor ve katalitik konvertör teknolojileri gün geçtikçe gelişiyor olsa da emisyon değerlerini sıfıra indirmek petrol bazlı yakıtlarla henüz mümkün görünmüyor. Bu nedenle kolları sıvayan otomotiv endüstrisi hibrit ve alternatif yakıtlı motor teknolojilerine büyük Ar-Ge bütçeleri ayırmaya başladı. Son yıllarda düzenlenen fuarlarda tanıtılan konseptlerin ciddi bir kısmını hibrit ve alternatif yakıt kullanan motorlara sahip araçların oluşturması harcanan paranın meyvelerini yavaş yavaş vermeye başladığını gösteriyor.

Endüstri üzerine düşen görevi yapsa da ülke yönetimleri de bu olaya seyirci kalmak istemiyor. A.B.D.'de hibrit araç alanlara ciddi vergi yardımı yapılırken Avrupa'da otomobillerden alınan vergiler doğrudan veya dolaylı olarak egzoz emisyon değerlerine bağlanmaya başlandı. Bu şekilde az emisyona sahip modeller son kullanıcı için alınması daha cazip bir hale getiriliyorlar. Birçok uygulamayı onyıllarca geriden takip etmeye alışmış olan ülkemiz içinse bunu söylemek çok zor. Otomobil vergilerinin hala motor hacmi üzerinden alındığı ülkemizde elektrikli motora sahip bir otomobilin nasıl vergilendirileceği bile belli değil. Motor teknolojilerinden dolayı giriş fiyatları yüksek olan Toyota Prius gibi araçlara bir de çevreye duyarlılığıyla orantısız vergiler yüklenince bu araçları almak pek mantıklı olmuyor. Ayrıca gelişmiş ülkelerde tersi yapılan "Eski otomobillerden daha az vergi alma" olayı da insanların yeni teknolojilerle çok geç tanışmasına neden oluyor.

Dünya üzerinde otomobillere yönelik birçok emisyon standardı bulunuyor. Bunların en sıkıları Japonya ile A.B.D.'nin California eyaletinde bulunanlar olsa da bizi daha yakından ilgilendiren Avrupa emisyon standartlarına bir göz atalım: Ticari araçlar için 1988 yılında Euro 0 olarak yürürlüğe giren emisyon standartları otomobiller için 1992 yılından itibaren Euro 1 adıyla kullanılmaya başlandı. Şu anda yürürlükte olan Euro 5 ise 90'lı yılların başından bu yana bu konuda ne kadar ileri gidildiğini göstermekte. Örneklerle açıklamak gerekirse Diesel motorlu araçlar için Euro 5'te izin verilen Co salınım miktarı Euro 1'de izin verilenin beşte birinden daha az. 2000 yılında, Euro 3 ile birlikte kategorisi açılan Nitrojen Oksit (NOx) değerlerindeyse Euro 5 için neredeyse %65 oranında azaltılmış. İnsan sağlığını doğrudan etkileme riski olan Partiküller için koyulan kurallar daha da sert. 1992'den 2009 yılına kadar bu maddeler için izin verilen maksimum salınım miktarı 30'da 1'ine düşmüş.

Ülkelerin koyduğu sınırlamalar bununla da bitmiyor. A.B.D. şu sıralar otomobil üreticilerinin filolarında bulunan otomobillerin ortalama salınım değerlerini sınırlamayı tartışıyor. Avrupa'da ise 2014 yılında yürürlüğe girecek olan Euro 6 normları şimdiden belirleniyor. Bütün bu gelişmelerin ışığında Kia'dan Peugeot'ya, Mercedes'ten Infiniti'ye kadar birçok otomobil üreticisi zararlı gaz salınımını minimuma indirebilecek ve hatta tamamen ortadan kaldırabilecek modelleri art arda tanıtıyorlar. Umalım ki Türkiye'de de çevre bilinci yakın gelecekte gelişmiş ülkelerdeki seviyeye ulaşabilsin.